Odgurmuş: Bu gün yine sizi çok gergin ve de çok dingin görüyorum. Hayırdır, yine ne oldu?

Monşer: O, ne öyle? Her yerde endam ediyor, nerede bir toplantı, nerede bir açılış mutlaka o da var. Böyle şey mi olur. Adam dediğin biraz oturaklı olur.

Odgurmuş: Yine bilmece gibi konuşuyorsunuz. Yine kim ne yapmış. Size göre yanlış gelen şey nedir. Gerçi siz Türk Milletinden yana olan her şeye karşısınızdır ya o da ayrı bir konu.

Monşer: Bu nasıl bir kurumun başkanı. Bu nasıl bir kurum ki, başındaki adam her toplantıda, her açılışta boy gösterip dua ediyor, Kur’an okuyor. Böyle DİB başkanı mı olurmuş?

Odgurmuş: Siz Diyanet İşleri Başkanından söz ediyorsunuz. Neyini beğenmediniz? Böyle Diyanet İşleri Başkanı olmaz da size göre Başkan nasıl olur? Bu konuda o eksantrik görüşlerinizi alalım bakalım.

Monşer: DİB Başkanı dediğin insan; Oturmalı oturduğu yerde. Durmalı durduğu yerde, Ne o öyle her toplantıda dua, her açılışta Kur’a n okumak. Laiklik elden gidiyor kimse bunun farkında değil.

Biiiz Laik bir ülkeyiz. Öyle Avrupalılar ya da Yunanlılar gibi İncil’e el basıp meclislerde, mahkemelerde yemin edemeyiz. Olmaz öyle şey. Olmaz kardeşim. Altında milyarlık araba. O ne öyle hem de cüppesiyle o her yerde. Her toplantıda başköşede, Bir kerede bizi çağırsalar bu açılış ve toplantılara o zaman biraz gam yemeyeceğim. Olmaz, aklım havsalam almıyor.

Odgurmuş: Yani diyorsunuz ki; Diyanet İşleri Başkanı hiç çıkmasın, hiç konuşmasın, hiç dua etmesin, hiç Kur’an’ı Kerim okumasın diyorsunuz.

Monşer: Evet öyle diyorum. Biliyorsun bizim tek parti döneminde düsturumuz; “İbadet de gizlidir, kabahat de gizlidir.” O zaman büyüklerimiz olan, Ebedi Şefimiz, Milli Şefimiz bu vecizeyi boşu boşuna mı koydular. Biz bu yolun yolcusuyuz. Laikliği zedeliyorlar. Laikliğe zarar veriyorlar. Bu gidişle laiklik elden gidecek.

Odgurmuş: Görüyorum ki eski hafakanlarınız depreşmiş görünüyor. Eskiden de İslamiyet ile din ile Kur’an ile en ufak bir şey duysanız “laiklik elden gider-gidiyor” diyerek milletin ensesinde boza pişirdiniz. Yine mi o eski günlere dönmek istiyorsunuz.

Monşer: Tekrar ediyorum, böyle şey olmaz, burası din devleti mi, şeriat devletimi? Söyleyin de anlayalım. Cumhuriyetimizin en önemli kazanımı olan Laiklik korunmalı, elden gitmemeli, laiklik ilkelerine bağlı kalınmalı. Kısaca DİB başkanı ikide bir her yerde endam etmemeli. Yerinde oturmalı, sorulursa cevap vermeli. Ha; Cumhuriyetimizin kazanımlarına da ters bir cevap vermemeli.

Odgurmuş: Türkiye’nin önemli bir kurumu olan ve son yıllarda da aktif bir görev yapan Diyanet işleri Başkanına ve kurumuna bakalım kimler karşı? Ateistler karşı, komünistler karşı, bölücüler karşı, pkk’lılar karşı, Chp’liler karşı, başka dinden olanlar karşı, ülkedeki dindarlar karşı, tarikatlar karşı, Aleviler karşı, cemaatler karşı, cumaya gitmeyenler karşı, namaz kılmayanlar karşı, tiyatrocular karşı, sinemacılar, komedyenler karşı. Bindikleri tren 3-5 makas değiştirdiği halde hala kendini milliyetçi olarak görenler de karşı.

Hatta belki de Türkiye düşmanı olan Avrupa ve başka ülkeler de karşıdır.

Bütün bu saydığım ülke düşmanları yanı sıra size ne oluyor da Diyanet İşleri Başkanına, onun cüppesine, okuduğu Kur’an’ı Kerim’e ettiği duaya, verdiği fetvaya karşı oluyorsunuz. Siz ne biçim Müslümansınız, ne biçim Türk’sünüz. Sizin yeriniz yukarıda saydıklarımdan hangisinin yanı, bunu açıkça belirtseniz de biz de anlasak. Dinden imandan ve Müslümanlıktan çıktınız da bizim mi haberimiz yok.

Asıl sizin yaptığınız olmaz. Şimdi siz de kendi kafanıza göre fetva veriyor, Dini, Diyaneti ve Başkanını ve Kurumu hizaya getirmek için bir takım saçma fikirler ileri sürüyorsunuz.

Bir kere şunu bilmelisiniz. Siz oturduğunuz yerden, klavyenin başına geçip herkesi, her kurumu ve hatta devleti idare edemezsiniz. Her kurumun bir yetkilisi vardır. O gerekeni yapar. O yetkili ya da yetkililer her yaptıkları işlerde, her katıldıkları toplantı hakkında sizden izin mi alacaklar. Bu kadar saçmalık olur mu?

Siz bir kere bırakın başkalarının işlerini, kendi elinizde ne iş varsa onu mükemmelen yapın görelim de parmak ısıralım.

....

Monşer: Biraz sağcı, biraz solcu, biraz laik, biraz Kemalist, biraz ulusalcı, biraz CHP’li, biraz 1970’li yıllar Ülkücüsü, biraz kendini beğenmiş, ama her halükârda içinde yaşadığı milletini geri ve sürü olarak gören hayali bir şahsiyet.

Odgurmuş: Kadim devlet kitabımız "Kutadgu Bilig" de geçen 4 şahıstan “ayıkmış, uyanmış, kanaat” manasına gelen şahsiyet.