.
İnsan memleketinden uzak olduğuna en çok acı şeyler yaşadığında üzülüyor. Bir yakınınız ölüyor kilometrelerce mesafe var aranızda gidemiyorsunuz, göremiyorsunuz, ailesinin acısını paylaşamıyorsunuz. Ölüm anında çok fazla yapacak bir şey yok aslında. Ama ‘ben buradayım’ demek bile bazen iyi gelir ya insana işte onu yapamamak çok zor. Geçtiğimiz gün çok sevdiğim bir yakınımızı kaybettik. Uzaktayım. Annesine, eşine sarılamadım. ‘Buradayım, yanınızdayım’ diyemedim. Telefonla aramak istedim. Konuşamadım. Çok gençti. 37 yaşında gencecik bir adam. Arkasında kahrolmuş bir anne baba, bir kardeş, bir eş, küçük bir çocuk bıraktı. Bu acının tarifi yok.
Ne garip şey ölüm.. Ölüm ne garip şey. Ölmek ne garip şey. Kim bilir ne zaman gideceğim de ‘başınız sağ olsun’ diyeceğim. Bu kelimeler ne kadar acı. Belki de ölümünün ardından aylar geçecek. En son ne zaman görmüştüm diye hafızamı zorlayacağım. Son konuşmalarımız, sohbetlerimiz gelecek aklıma. Oğluna seslenişi gelecek.
Ne garip şey ölüm. İnsana birçok şeyi düşündürüyor. Ben gideceğim ve bir aile eksilmiş olacak. Acıları her zaman taze kalacak olan bir aile. Nereye baksak onun hatırası olacak. En çok da geride kalan evladı hatırlatacak babasını. Hatırlatacak dediğime bakmayın hiç unutulmayacak bir acı bu. Evlat, kardeş, eş ve baba acısı. Bir ölüm ne çok acıyı barındırıyor bünyesinde. Tek bir insan öldü ama acılar bıraktı ardında.
Ne garip şey ölüm.. Kahrediyor insanı. Aklınıza birdenbire her şey geliyor. ‘Yaşadıklarım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti’ derler ya ölüm haberini aldığınızda tüm o hayat hızlıca sarılmış bir görüntü gibi gözünüzün önünden geçiyor. Çok üzgünüm çok. Allah ailesine sabırlar versin. Umuyorum ki evladının güzel bir yaşantısı olur. Mekanın Cennet olsun Mehmet..