Unuttuk,
Siz,
Biz,
Bizler,
Tüm Yozgat!
Tüm Türkiye unutsa da Yozgat unutmayacaktı.
Uyuduk resmen abicim.
Yurt dışı dönüşünde, şampiyon gibi karşılamaydık.
Çok mu önemli, karşılamadık ne oldu, Rıza’nın pulları mı döküldü.
Mevzu o değil.
Geçtim ata sporunu, geçtim güreşi, geçtim şampiyonluğu…
O bir Yozgatlı.
Bizden, evladımız, kardeşimiz, bir parçamız. Yozgatlı işte bundan ötesi var mı?
Ankara’da kimse olmasa da Yozgat olmalıydı.
Onlarca Yozgatlı sivil toplum teşkilatı orada olmalıydı.
İşadamlarımızdan, bürokratlardan, vatandaşlardan.
Peki ya bize ne demeli.
Basın mensuplarını da aynı kefeye koyuyorum.
Düşünemedik, basmadı kafa, halbuki orada olmalıydık her şeyimizle.
Orada olup varlığımız hissettirmeliydik. Bu anlamda kendime fazlasıyla kızıyorum.
Milli bir duruş bunun adına evvela.
Onun yanında Yozgatlı olmanın mükemmel ötesi duygu yoğunluğu.
Şampiyon dün memleketi Yozgat’a geldi.
Bir telafi şarttı. Meydanda buluştuk. Emniyet teşkilatı, öğrenciler, bürokrasi, yöneticiler, başkanlar bir şekilde orada oldular.
Rıza’yı karşıladılar.
Geniş ve kalabalık bir halk kitlesi yoktu ama en azından göz dolduracak bir atmosfer oluşturmaya gayret ettik.
Dünya Şampiyonu Rıza Kayaalp’e bir şekilde baba ocağına geldiğini hissettirmeye çalıştık.
Yeter mi, yetmez ama Ankara’yı telafi etme adına önemli bir organizasyondu.
Bir gerçeği itiraf etmem gerekirse, siz ne yaparsanız yapın kendinden gelişmiyor, doğal yapı üretmiyorsa ortaya bir duruş koyamıyorsunuz.
Siyasi partiler içinde geçerli bu durum.
Halk olarak, Yozgatlılar olarak sahiplenme, sahip çıkma, bizden olanı bizim gibi benimseme adına bazı hasletleri törpüledik sanki.
Körelttik.
Kendinden olmalı, bizden olanın başarısı bize huzur, sevinç ve en önemlisi gurur olmalı.
Ata ocağına, memleketine hoş geldin şampiyon. Allah yolunu bahtını açık etsin.