Film gibi, hatta rüya gibi, az sonra uyanıp, her şeyin normale döneceği bir zaman dilimi yaşıyoruz.

İnanası gelmiyor insanın…

Fakat, yaşananlar, ortaya çıkan tablo, vaka sayısı, vefat edenlerin ülkemizdeki oranı giderek rüya ve film sanallığını bir kenara bıraktırıyor.

Giderek yaklaşan, yaklaştıkça daha çok tedbir ve önlem alınması gerektiğini tüm benliğimizle idrak etmemizi sağlayan bir salgın.

Yaşadıklarımızın bir anı, aslında sürpriz olmadı insanlığımıza.

Dünyanın geldiği son noktaya baktığımızda virüs salgını sürpriz mi?

Çivisini, denge çubuğunu söktüğümüz dünya olmasa dahi üzerinde yaşayan ve artık benliğinden uzaklaşan insanlığın bir bela, bir musibete yol açacağı gerçeği aşikar değil miydi?

Açık konuşayım, çok fazla izlemiyorum virüs nasıl bulaşır, nasıl korunur, neler yapmak gerekir.

Aslında korunma ve bulaşma yöntemleri insanlığın hiç de yabancı olmadığı durumlar.

Önemli olan dünya nereye gidiyor, kimler hangi planların içerisindeler,

Ya da ilahi adalet biz insanlara neyin mesajını veriyor.

Hani duramazdık, zaman öyle değerliydi ki, vakit nakit söylemi artık 6 yaşında ana sınıfına başlayan çocuk için de geçerli olmaya başlamıştı.

Ve bir el düğmeye bastı ‘Durrr insanoğlu’ dedi. Hadi, şimdi vakti nakde çevir ey insanlığım.

Dev otomotiv firmalarının dünyadaki en büyük kulelerini, merkezlerini gösteriyor TV kanalı; 10 binlerce insanın çalıştığı binalarda şimdilerde 40-50 güvenlik görevlisi bulunuyor.

Batı, bildiğimiz gibi; Haçlı Fakiri…

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturunu ecdadından miras alan bir devletin tebaası olmanın farkındalığını şimdi daha çok hissediyor ve yaşıyoruz değil mi?

Aklı silaha ve onun gücüne çalışan BATI, bugün bir kez daha “Haçlı Fakiri” olduğunu gösterdi. Bugün Amerika insanlarına karşılıksız hak ettiği sağlık hizmetini dahi sunamıyor.

Gelelim insanlığımıza…

Otomobil alımı yüzde 80, cep telefonu ise yüzde 70 oranında azalmış.

Hayatımızın son 10 yılında olmazsa olmazımızdı bunlar, peki ya şimdi?

Gösterişli mobilyalar, 4+1 ev hayali ne oldu?

Var mı aklına gelen…

Sizi bilmem, bugün için beklentim evde ekmek yapacak un, yanında peynir-çökelek olsun yeter.

İnsanlık bir an da açlık-tokluk arasında kaldı.

Varlık, şatafat, durduramadığımız ve her anı nakit bir yaşam.

Hepsi hikaye oldu bir anda.

Bu gün için sağlıktan ötesi yalan.

Biraz ötesine geçeceksek şayet, pek çok senaryo üretiliyor. Dünya hükumeti, küresel bir yapılanma, silahla yapılamayan tek merkezli yeni bir düzen.

Bu düzende Türkiye Cumhuriyeti Devleti ismi ve hür iradesi ile yer almak adına bu gün için önce evde kalmak, sağlıklı olmak, karalar bağlamadan yarının dünyasındaki milletimizin kaderini düşünmek zorundayız.

Şimdilik bunlar yeter, ha unutmadan biraz da sabır…

Sabrın sonu selamet olacak inşallah.