Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nihayet malumun ilanını yaptı!

Ve seçimler Mayıs ayında gerçekleşecek.

Seçimler ülkesi Türkiyede yaşıyorsanız ya bu duruma alışacaksınız; sürekli bir yarış hali, gerginlik ve çekişmeler, ya da tüyleriniz diken diken olacak!

Mesleğimle bir bütün olsa da seçimlere alışmak bir tarafa adını duyduğum ilk an tüylerim diken diken oluyor.

Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Nisan-Mayıs arası bir tarihte seçimin olacağına dair sinyalleri vermişti ki-normal tarihinde zaten olmayacağı bilinen bir seçim sürecinden bahsediyoruz.

SEÇİM HAVASI SİSLİ - PUSLI!

Seçim havası tüm siyasi partiler için aynı, sis ve pus hakim. Görüş mesafesi kimi zaman yok denecek kadar az kimi zaman da birkaç metre.

Liderler de dahil hiç kimse olacağı kestiremiyor.

Anketler ise gereği yansıtmaktan uzak ya da endişeli bir duruş sergiliyor!

Böylesine karşılık bir atmosferde yön tayin etmek bir hayli zor. Siyasiler ya da bir şekilde siyasetten gelecek umanlar da ‘hangi gemide olsam’ın hesabında. Bir ayakları sürekli havada. Buna Anadolu şehirlerinin siyasi başkenti olan Yozgat da dahil.

Her an farklı kulvarlarda yön bulmaya hazır tipler azımsanmayacak kadar fazla.

Bir de titanik kemancıları var! Gemi olanca hızıyla su alırken bir melodi tutturmuşlar gidiyor, istemuzuk atışması ile yön bulmaya çalışanların hali siyasi havayı daha da bilinmeze sürüklüyor.

GEÇİM DERDİ NE DERDİ?

Bir yanda geçim derdi bir yanda seçim.

Bir yan da geçim derdi diğer yanda alıştığından geri duramama derdi.

Fırsat abideleri (Dinci – dinsiz – solcu – sağcı – milliyetçi – iktidar – muhalif – iş birlikçi…) var bir de. Dünya bakışları farklı olsa da mükemmel (!) bir ortak noktaları var! Her halükarda kaosu seviyorlar çünkü kazanıyorlar.

Bir imkan olsa keşke önce Ankara’dan başlasak, şehrin insanlarına mercek tutsak ya da niyet röntgeni çekebilsek. Kim bilir neler çıkar karşımıza.

Aslında ayan beyan ortada olan ama görmezden geldiğimiz rantiye zincirinde kimlerin vatandaşa rol kestiğini kimlerin bir ülkenin kaderi ile oynadığını görebilsek.

İnsan eliyle düzeltilmesi mümkün olmayan, kim kazanırsa kazansın seçimlerin çözüm olmayacağı ülkemizde dua edelim Yüce Allah, Ademoğlu’ndan ümidi kesmesin. Çünkü, bu denli keşmekeşlik ve kokuşmuşluğa Hak makamından başka kimse derman bulamaz.

YOZGAT'IN HIZLI TRENİ BİR KADERDİR ARKADAŞ!

Geçmişe takılmayacağım yine, geleceğe bakarak hareket etmek istiyorum.

Son konuşmamız da ne pahasına olursa olsun Yüksek Hızlı Tren hattının Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas bölümü seçim öncesi açılacak - açılmak zorunda demiştik.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, hattın son durumu ve faaliyete geçmesi ile sağlayacağı kazanımlarla ilgili bir paylaşımda bulundu.

Bir kaçını hemen hatırlayalım:

- Saatte 250 km hıza ulaşacak,

- Tamamlandığında Ankara – Sivas arası 405 km düşürecek,

- Ankara - Sivas arası 12 saat 2 saate,

- Ankara - Yozgat arası 1 saate düşecek,

- Toplam 155 milyon metre küp kazı ve dolgu yapıldı,

- Toplam uzunluğu 66 km olan 49 adet tünel, 27 km olan 49 adet viyadük,

Bu veriler özellikle de Ankara’ya 1 saat uzaklıkta olmaktan mutlu olduk mu olduk.

Şimdi sıra ilk sefere çıkmakta, ne diyelim sefer bizden zafer Allah’tan olsun!