Uzun süredir siyaset üzerine konuşuyoruz.
Siyasetin kokuşmuş, samimiyetten uzaklaşan ve giderek irtifa kaybeden yapısına dair yorumlar yapıyoruz.
Gerek yazılarımda gerekse gazetemizdeki haberlerimizde bu anlamda içi dolu mesajlar vermeye gayret ediyoruz.
Türk siyasetinin en “enteresan” ve “entrikalı seçimi” yorumu yaparken sürece dair, aslında kokuşmuşluğun mesajını veriyoruz.
Siyaset kokuşmuş, samimiyetini yitirmiş peki ya biz?
Toplumsal ilişkiler, arkadaşlık, dostluk ve akrabalık bağları.
Çok mu samimi, ya da sütten çıkmış ak kaşığız.
Zaman zaman siyasetin yönetim kademesinde bulunanları ya da bürokrasinin etkin makamlarının sahiplerini eleştirir yerden yere vururuz.
Unutarak…
Aslında bizi yönetenlerin bizim hak etmişliğimiz olduğunu unutarak.
Evet, siyaset ve bürokraside yaşanan kokuşmuşluk maalesef toplum hayatında da fazlasıyla var.
Yaşlılık emareleri olsa gerek her kar yağdığında insan muhabbete, dosta dair bir eksiklik hissediyor.
Tam bu zamanlarda etrafıma dönüp baktığımda akrabalık, aidiyet bağlarımızın daha çok düğün-bayram buluşmaları, iyi gün dostluğu ve akrabalıkları şeklinde olduğunu görüyorum.
Evladın anne-babasına, kardeşin kardeşe, aynı iş yerinde ekmek mücadelesi veren insanların bir birine sanal baktığını, samimiyet ölçüsünü giderek kaybettiğini görüyorum.
Kış mevsimi dedik ya, havalar soğudukça insan daha sıcak ortamlarda daha samimi diyaloglar arıyor.
Meşhur arabaşı buluşmalarımız var, onlar dahi ısıtmıyor, muhabbet kurmuyor.
Davetler dahi beklentiler üzerine bina edildiği için çok da sağlıklı bir ilişki ağı çıkmıyor ortaya.
Halbuki davet mi vardı eskiden?
Çat kapı gidilir, bir bardak çayın sıcaklığında demlenirdi dostluklar, arkadaşlıklar ve akrabalıklar.
Şimdi ise kokuşmuş her şey.
Gösterişli mobilyalarımız kirlenmesin, evimizin düzeni bozulmasın, davette ağırlanacak konuktan misli ile ziyafet beklentisi içerisine girilsin düşüncesi hakim.
Dahası da var lakin, çok fazla uzatmak istemiyorum.
Sözün özü şu, siyasette de bürokrasi de neyi hak ediyor isek onu buluyoruz.
Yani bizim yansımamız aslında o makamların sahipleri.
İyi veya kötü…
Artık tercih sizin.
Bir bardak çayın sıcaklığında demleye biliyorsanız sohbeti ve ortamı emin olun dünyanın en zengin insanı sizsiniz.
Selam ve dua ile…