Odgurmuş: Son günlerde sizi çok çok heyecanlı görüyorum. Önemli bir karar arifesindesiniz gibi davranıyorsunuz.

Monşer: Evet çok heyecanlıyım. Yerimde duramıyorum. Şu kadar seneden beri siyaseti takip ediyorum, bu kadar beni heyecanlandıran başka bir olay vukua gelmedi. Biliyorsun ben çok tecrübeli bir siyaset düşünürüyüm.

Odgurmuş: Ulusalcıı ve de laik Monşer’im. Nedir bu sizi bir çocuk gibi heyecanlandıran? Öğrenebilir miyim?

Monşer: Türkiye adeta yeniden fabrika ayarlarına dönüyor. Başbuğ Atatürk yeniden doğuyor sanki. Bakarmısınız herkes Kemalist oldu, milliyetçi dediğiniz pek çok kişi bizim tek parti dönemine özlemle bakıyorlar. Ben nasıl heyecanlanmam.

Odgurmuş: Sayın Monşer, bilmece gibi konuşuyorsunuz.

Monşer: Çok heyecanlıyım kendimi tutamıyorum. Hak, hukuk, adalet ve kardeşlik kavramlarına güvenerek yarınlarımızı yeniden biçimlendirme yoluna giriyoruz. Bak bir zamanlar Demirel vardı; O “vatandaşını azarlamadı, kovmadı, halkı ile hep iç içe oldu. 2000 koruma ile gezmedi. Çünkü kendisi de halktı. Köyden gelen insandı. Köyü de biliyordu köylüyü de bilerek siyaset yapıyordu.

Odgurmuş: Ne Demirel’i Monşer, siz Süleyman Demirel’in izinden mi gidiyorsunuz. Pek anlamadım.

Monşer: Sen beni anlamadın, zaten de anlamazsın. O bir halk adamıydı, köyden gelmişti. Biz ona bir başka hayranız.

Ben….Hayatı boyunca medeni ölçüler içerisinde kalmak üzere, kimseye eyvallah etmeyen, riya nedir bilmeyen, istikbali için kimseye eğilip bükülmeyen, tek kaygısı vatan ve cumhuriyet kazanımları olan bir birey olarak, tabi ki öyle bir liderin devamı olan yani ablamın yanındayım ve onu her hal ve şartta destekliyorum....

Her seçmenimize, her bireyimize ulaşıp dokunacağız. Tek tek ülkenin durumunu anlatıp izah edeceğiz. Tepeden bakmak yoktur, kişinin seviyesine ulaşıp oradan ilişki kuracağız. Büyük devlet adamı, büyük politikacı Demirel’den, örnek alıp yolumuza devam edeceğiz. Politikada hafızamız güçlü olacak, mümkünse seçmene ismiyle hitap edeceğiz. Sahip olduğumuz kişisel etiketleri arkasına sığınmayacağız, davranışlarımızla zaten o etiketler sana dönmüş olacaktır.

Odgurmuş: Siz baya hazırlanmışsınız. Hep bu günleri bekliyor gibi bir tavrınız var sanki. Yalnız anlamadığım nokta şurası; Bu görüşler size mi ait, yoksa heyecanla kapılıp bir rüzgârla uçup gittiğiniz Ablanızın partisine mi ait. Ablanızdan pek böyle sözler işitilmiyor da. O sadece Anıtkabir’den çıkarken “iman tazeledik” demişti.

Monşer: Evet hep bu günler için hazırlandım. Bütün birikimini emekli olduktan sonra bu yolda harcamaya canı gönülden gönüllüyüm. İlk defa ideallerimi tahakkuk ettirecek bir liderle karşılaştım. Bak; Halkın karşısına sokak kabadayısı edasıyla çıkarsan, o davaya zararlı olur. MHP bu imajı uzun süre silemedi, hâlâ izlerini taşıyor. Biiizzz öyle yapmayacağız…

Politika yaparken, eğer bir partiyi temsilen halkın önüne çıkıyorsan, o partiye faydalı olabilmen için bilgili, saygılı ve medeniyet portresi çizmen gerekir. Gerçi ben gençliğimde pek kitap okumadım ama dert değil, ben hayat mektebinden mezunum benim memuriyet hayatımdaki tecrübem yeter. Takarım kıravatı, giyerim takım elbiseyi üç gün önceden Yığışma meydanına, toplantı salonuna gider en önde yerimi alırım.

Odgurmuş: Bu saydıklarınız medeni olmanın ölçüleri midir ki?

Monşer: Medeni olmak, bir yaşam biçimidir, bir karakterdir. Örneğin insanlara tepeden bakmamak gibi..Sana isminle hitap eden birine yine ismiyle cevap vermek gibi, medenilik ölçütlerinden biridir.

Okumadın mı? Basının çok değerli ve çağdaş yazarlarını takip etmiyor musun? Yazgülü Aldoğan Posta gazetesinde 11 madde ile ablamızı nasılda övmüştü, görmeliydin okumalıydın.

Korksan’da, korkudan konuşacağı salonlarında engellesen de, bizim parti giderse, felaket olur desende artık kandıracağınız halk kalmadı. Millet uyandı, ekonomi berbat, Milli Eğitimde düzen kurulamadı berbat durumda. Dış politika diye bir şey yok zaten, Adalet hak getire, Yargı bağımsızlığı bitmiş, vatandaşın birbirilerine güveni kalmamış, beyin göçü, sermaye kaçmaya başlamış, demokrasi mumla aranıyor.

Halkın önüne yeni bir lider çıkmış, devasa bir sel misali akıp geliyor, sizlerde bunu engellemeye kalkıyorsunuz, bu kadar mı sağduyunuzu kaybettiniz, bu halk demokratik yoldan istediğini yapar, artık mızrak çuvala sığmıyor.

Artık “Atatürk’ün ilkelerindeki Türkiye’ye geri dönüyoruz”..

Atatürk ruhuyla ve ilkeleriyle, Ablamızın liderliğindeki yeni partimiz, gümbür gümbür geliyor.!

Odgurmuş: Siz bu sözleri geçen seçimde de söylediniz ama Ablanız partisinden daha az oy aldı. Neredeyse baraj altında kalıyordunuz. Yatın kalkın da Kılıçdaroğlu’na dua edin. Ödünç milletvekili vermeseydi haliniz haraptı. Burada anlamadığım bir husus var üstadım Yazgülü Aldoğan tıpkı Ahmet Hakan gibi durup dururken sizi ve liderinizi neden övme ihtiyacı duymuş ki burasını anlamadım. Burada bir bit yeniği olmasın.

Monşer: Yazgülü Aldoğan’da, Ahmet Hakan’da, Ruhat Mengi de ülkemizin ve basınımızın en önemli ulusalcı ve de laik temsilcilerindendir. Kendileri çağdaş ölçüler içerisinde hareket eden laik kimselerdir. Ben onların görüşlerine itibar ederim. Ama bu güne kadar neden bizi övücü bir şey yazmadı da şimdi övüyor diyecek olursan, şimdi Ablamızın bu kasırga gibi esen rüzgârından etkilenmiş olabilir. Ablamızdan etkilenmemek elde mi ki canım. Bir gün gelecek önce Türkiye etkilenecek ardından da tüm dünya etkilenecek. Göreceksin sen.

Odgurmuş: Bu övme yarışı Yazgülü Aldoğan ile sınırlı kalmamış hatta Cumhuriyet gazetesinin Marksist yazarı da sizi övmüştü.

Monşer: Evet gördüm, okudum ve gözlerim yaşardı, Cumhuriyet gazetesinden “Ataol Behramoğlu” bak liderimizi nasıl da övmüştü. Şu cümlelere bakar mısınız?

“Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir kadın konuşuyor…

Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif. Slogandan uzak, cesur, esprili, zaman zaman izleyiciler arasında tanıdığı birine seslenerek, diyaloglar kurarak, (kimileri ayakta ya da komşu salonlarda) 1500 kişi olduğu tahmin edilen bir izleyici topluluğu karşısında, gösterişten uzak, alçakgönüllü, fakat gerçek bir yıldız gibi parlıyor…”

“Fakat şimdi sizin için büyük bir güvenle bunları yazıyorum…
Devlet yönetiminde önemli görev üstlendiğiniz bir dönemin payınıza düşen sorumluluğunu üstlenmedeki açık yürekliliğiniz de bunda etken olmuştur. Solda bir arkadaşınız olarak karşılaşacağınız bütün güçlüklerde yanınızda olmakta tereddüt etmeyeceğim. Yurdumuza olan ortak sevgimiz, saygılarım ve alkışlarımla.”

Duydun değil mi Behramoğlu’nun tespitlerini..Ne kadar müthiş. Ben bu kadar seneden beri politika ile ilgileniyorum, bunun gibi tespitler yapamam. Bunlar benim dahi aklıma gelmezdi. Elin adamı bak nelere dikkat ediyor. Görüyorsun değil mi elimizin altındaki değerin kıymetini bilmeliyiz. Ben ablamızın bu kadar sevildiğini bilmiyordum. Bu ne sevgi aaah diye şarkı söyleyeceğim geliyor.

Odgurmuş: Yalnız bir söz vardır; “düşman sizi övüyorsa sizde bir çarpıklık var demektir.” Çok şaşırdım. Ülke için hiçbir endişe taşımayan, her zaman Marksistlerin ve bölücülerin yanında olan bu zat sizi neden övüyor? Düşman tarafından övülmek ve takdir edilmek iyi bir durum olmasa gerek. Bunu dikkate almalısınız. Bu konuyu düşünmelisiniz. Geçmişte Mansur Yavaş da Belediye başkanı adayı olduğunda Uğur Dündar denilen zat da onu desteklemişti de bir işe yaramamıştı. Hatta Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu da belli başlı solcular desteklemişti o da işe yaramamıştı. Ve hatta Necmettin Erbakan’ı da yine Uğur Dündar televizyona çıkartıp programlar yaptırmıştı o da bir işe yaramamıştı. Solun desteğini alırsak başarılı oluruz gibi bir yanılgıya düşenler hep yanılmışlardır. Solun desteğini alırken mütedeyyin insanların desteklerini kaybedilir. Bu her zaman böyle olmuştur.

Monşer: Bırak şimdi sen bunları. Sen benim görüşlerime bak. Politika ile uğraşıyorsan, vatandaş, parti tabelanla beraber gönlünde olmalıdır. Ancak o zaman isim ömrün uzun olur.!

Politikada makamın vatandaşın gönlüdür, dertleridir. Siyaset, masa başında oturup, elde ettiğin kartvizitlerle yapılmaz Türkiye hep birlikte ”OH” diyerek, tamam bu dediler, istediğimiz parti bu dediler.

M. Dervişoğlu başkanım bak neler söylemişti:

“”Alkışlanacak onca güzellik varken teferruatlar üzerinden eleştiri geliştirme alışkanlığını hoş görüyor ama asla yerinde bulmuyorum.
Şayet bizim konuşma ve yazıp çizme hakkımız vardır diyorsak, önder ve sözcü olarak kabul ettiklerimizin siyasi hamle yapma hakkı ve yetkisine de saygı göstermeyi öğrenmeliyiz. Kusura bakmayın ama attıkları her adımı ayrı ayrı bizlere danışacak değiller””

"Bıldırcının beyliği ekin biçilene kadardır. Biz tarla sahibi olarak geri döndük. Ekinimizi biçmeye başladık.

Bıldırcınlara selam söyleyin, beylikleri bitiyor artık"

Odgurmuş: Monşer, iyi hazırlanmış gibi görünüyorsunuz, fakat benim gördüğüm kadarıyla kuruluş sırasında bile sanki her kafadan bir ses geliyormuş gibiydi, önüne gelen beyanat veriyordu. Biri diyor ki kurucular şunlar, diğeri diyor ki bunlar korsan liste, kurucular daha açıklanmadı. Biri diyor ki tüzükte şunlar şunlar var, diğeri bir açıklama yapıyor, tüzük daha yayınlanmadı, o yayın da korsan bir yayın diyor. Bu durum biraz karışıklığa sebep oluyordu. Sonra onu görevden al, bunu görevden al. Baya bir karmaşa vardı.

Ayrıca bildiğim kadarıyla sizin ekonomi tahsiliniz olmamasına rağmen ekonomik konularda da beyanatlar veriyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?

Monşer: Himmm evet böyle bir karışıklık var. Tabi önemli bir hareket başlattığımız için pek çok hileyle yönlendirme yapılıyor, bazen de gri propagandanın tesiri sahasına da giriyoruz.

Odgurmuş: “Esas Atatürk ruhuna ihtiyacımızın olacağı günler.! Kurtuluş savaşı günleri kadar, milli birliğe ihtiyacımız var.!” Gibi sözler ediyor tek parti döneminin ceberrüt uygulamalarını kutsuyorsunuz. Siz Kemalist bir parti misiniz? Solcu bir parti misiniz? Yoksa merkez partisi misiniz? Ülkücü bir parti misiniz? pek anlaşılmıyor. Sanki CHP nin dolduramadığı boşluğu dolduracakmış gibi beyanatlar veriyorsunuz.

Monşer: son 20 yıldır olanlara şöyle bir bak....
Uyan artık milletim, fetö belası daha da güçlenerek, kendi askerine kumpas kurdu. Yargı, emniyet, asker bunların devrinde, darbe denemesi yaparak kendi meclisini bombaladı, yine bu ortamda bütün dünya devletleri ile kanlı bıçaklı olduk, milli eğitimde bir türlü başarılı olamadık, andımız okullarda yasaklandı yine, bu zamanlarda pkk'lı teröristleri haburda karşılayıp mahkeme kurduk, güneydoğuda teröristler hendek kazarak açık isyan başlattılar,
şehitler vererek bastırıldı. Ve son olarak da ABD gözümüzün içine baka baka 70 yıl Barzanileri kullanarak orta doğuda Kürt devletinin ilk adımını attılar, tere yağdan kıl çeker gibi Kerkük olayında Türkiye’yi devre dışı bıraktılar. Bunlar olurken de Türkiye’de muhalefetin beceriksizliği yüzünden, kendilerini alternatifsiz gösterdiler, olan halka ve devletimize yazık oldu.
Artık uyanın milletim. Kararını ver, yeni partimiz geldi ve iş başında.

Odgurmuş: Üstadım neler diyorsunuz ki, bu millet uyuyor mu da siz uyan diye tempo tutturuyorsunuz. Türk milleti başka bir siyasi yapıyı destekleyince uyuyor oluyor da sizi destekleyince mi uyanmış oluyor. Bu nasıl mantıktır. Aslında sizin yanlışınız bu. Türk milletini uyuyor sanıyor ve onu uyandırma görevini de kendiniz üslenmiş kabul ediyorsunuz. Bu sakat bir düşüncedir. Türk milleti sizi desteklese de desteklemese de yine aynı Türk Milletidir. Lütfen halkımızı geri ve aşağı görmekten vazgeçiniz.

Monşer: İktidar muhalefetle kavga ediyor, iktidar kendi içinde kavgalı, (fetö nedeniyle) iktidarımız harici devletlerle çekişme halinde, onlara laf yetiştiriyor, uçan kuşa saldırıyor beni istemiyorsunuz diye. Vatandaş barış istiyor, huzur istiyor.
Bu zamana kadar gençler birbiriyle kavga ettirildiler, mezhepler kavga ettiler, partiler birbiriyle yarışmak yerine küfürlü kavga ettiler.. Millet yetti artık diyor. Kardeşlik için, barış için nezaket için, özlenen Milliyetçi ve böyük Türkiyeyi inşa etmek için ablamız geliyorrrr.

Göreceksiniz kurulan 6’lı masa hedefine ulaşacak. Ablamız Başbakan olacak. Ha, Cumhurbaşkanı kim olacak diye soracak olursanız. Biz o konu ile pek ilgilenmiyoruz. Şu an 6’lı masanın oy oranı seçimi kazanmaya yetmiyor olabilir. Ama barajları yıkıp geliyoruz. Ve yine göreceksiniz Hdp’liler de bu masa etrafında toplananlara mutlaka destek vereceklerdir.

Bak Odgurmuş’um Kartlar yeniden dağıtılacak, gerçek kabiliyetler ortaya çıkacak. Şaşkın şaşkın bakıp durma.

Odgurmuş: Ne diyelim siz ata binmiş yola koyulmuşsunuz, yola koyulmuşsunuz değil uçuyorsunuz. Siyasette hiçbir zaman büyük konuşmamak lazımdır. Çünkü sizin gibi böyle uçup kaçanların sonları hep hüsranla bitmiştir.

Not: Monşer’in söyledikleri sözlerin tamamı sosyal medyada yayınlanan çeşitli kişilerin sözlerinden alınmıştır.