Karşılıklı muhabbetin tek caddede buluştuğu şehirlerde yaşamanın bedeli sanırım mutluluklara olduğu gibi acılara da ortak olmak.

Bir şekilde göz aşinası olduğunuz insanın vefatı bile sizi derinden yaralayabiliyor.

Geçtiğimiz haftalarda çok kıymetli ağabeyim Metin Özışık’ın vefatı ile sarsıldık.

Şimdi de Mustafa Başer.

İyi bir eğitimci, iyi bir Yozgatlı, iyi bir şahsiyetti.

Yozgat çocuğunun hayata hazırlanmasında, başarılı ve iyi bir insan olmasında emeğini asla esirgemedi.

Kibar bir insandı, mütevazıydı, espriliydi ve zengin bir gönül dünyası vardı.

Ölümün anisi olur mu, o da öyle aniden gitti.

Sabah bir uyanıyorsunuz bir yürek yangını haber karşılıyor sizi.

Mustafa Başer’in vefatı da sabahı geceye boyadı.

Gidişi gönül hanemize acılar yaşattı, şaşkın ve bir o kadar da üzgünüz.

Hani hep diyorum ya bu dünyada yaş aldıkça mezarlıklardaki tanıdıklarımızın da sayısı artıyor. Mustafa Hoca da o tanıdıklardan biri oldu.

Kabri nur mekanı cennet olsun, Başer ailesi ve Yozgat’ın başı sağolsun.

ŞAKA MAKA DOKTOR YOK…

Varlığında da yokluğunda da kıymeti bilinen meslek doktorluk.

Yokluğundaki kıymeti en iyi anlayan şehirlerden bir tanesi ise sanırım Yozgat.

Yozgat Şehir Hastanesi başta olmak üzere ilçelerle birlikte hastanelerimizde doktor yok. Vallahi de yok billahi de.

Doktor istifa etti, o yüzden poliklinik hizmeti veremiyoruz, yanıtı alıyoruz sıklıkla.

Türkiye’nin genel problemi doktorsuzluk.

Bir şekilde Yozgat doktorsuz şehirlerin başında geliyor. Doktor sayımız mı yetersiz yoksa sistemsel bir hata mı var bilemiyorum.

Mecburi hizmet kapsamı olmasaydı Yozgat'a doktor getiremezdi sanırım. Bugün de mecburi hizmet süresi dolan doktorların istifası ile boşalan branşlardaki eksikliğin mağduriyetini yaşıyoruz hep birlikte.

Ne olacak, bu şekilde mi devam edecek.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere icra makamındakiler bir şekilde bu sürece dur demeli.

Doktorluk mesleği, artık büyük şehirler ve özel hastaneler etrafında çoğalan meslek olmaktan çıkarılmalı.

ÇAMLIK ÇÖPLÜK DEĞİL!

Geçen hafta sabah saat 08.00 gibi Çamlık’taydık.

Çamlık nere, Yozgat’ın can damarı, göz bebeği, süsü, akciğerleri, tarihi, bulunmaz nimeti.

Çamlık kimin, bizim.

Peki çöpler?

Onlar daha çok bizim. Ama hiç de bizim gibi davranmıyoruz Çamlık’a.

Sabah saatlerinde belediye temizlik ekibinin çalışmalarını yerinde gördük, tabi çöp yığınlarını da.

Temizlenmiş bölgeler pırıl pırıldı. Özellikle görmemiz için bıraktıkları bölgelerdeki çöpleri sordum ‘kaç günlük’ diye, geceden bu tarafa dediklerinde inanamadım.

24 saat boyunca bir temizlik söz konusu Çamlık’ta.

Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse’nin hassasiyet gösterdiği konuların başında geliyor Çamlık.

Belediye İşletme İştirakleri Müdürü Ömer Mencik kardeşim ekiplerle birlikte sürekli, yanlarında oluyor, çalışmaları takip ediyor.

Ama gelin görün ki duyarsızlık çöp yığınlarına engel değil.

Çamlık, temizlik görevlileri ile mi temiz olacak yoksa duyarlılıkla mı?

Çamlık’taki çöp yığınlarını görüp şikayet edenlere gelince, temizlenmediğini zannetmek mi yoksa duyarsızlığı görmemek mi?

Karar sizin.