Kekil kesme …(kakül)
Yozgat’ta düğüne gitmediyseniz kendinizi düğüne gittim saymayın. Yozgat’tan yolunuz geçerse, uzaktan kulağınıza gelen davul, zurna, bağlama, keman, cümbüş sesini takip edin ve düğün evini bulun. Baş köşede yeriniz hazır, size kimsiniz diye Soran olmaz. Perşembe gününden başlayan ve pazar gününe kadar devam edendüğünün baş misafiri olursunuz. Yozgat düğününe uğrayan kişi, her nereli olursa olsun Yozgat hakkındaki bütün ön yargılarından kurtulacaktır. Çünkü Yozgat insanı misafir sever, paylaşır, ağırlar, sıcakkanlı sevecen alçak gönüllüdür ve hiçbir yerde bulamayacağınız kadar güzel dopdolu eğlenceli düğünler Yozgat’ta yapılır.
Yozgat’ta düğün perşembe günü başlar. Düğüne davet edileceklerin listeleri hazırlanıp, bir orta yaşlı kadın ve iki genç kız tek tek davet edileceklerin evlerini dolaşırlar. Evlere varıldığında kadın, " Ayşe hanımın selamı var , perşembe günü kekil cuma günü kına düğüne buyurucaksınız, ve darısı yavrularınıza olsun" temennisiyle başka bir davetliye gitmek üzere ayrılırlar.
Günler öncesinden gelinin annesi telaşa düşer ve gelinin çeyizleri tamamlanır. Komşular bu konuda destek olur kimi yarım kalmış tülbent oyası, kimi iki tane parçası eksik kalmış o da takımını Örer, kimi işlengisini sarar, dantelli, bembeyaz çarşafların, kimi kırlentini, kimi seccade, kimi duvara asılacak omuzunda testisi, siyah etamin üstüne işlenmiş köylü kızı panosunun çerçevesini yaptırır. Komşu anneler düğün evinde toplanıp baklava, börek açar, envayi çeşit üç dört gün hem komşuları, hem çalgıcıları, hem de misafirleri doyuracak yemekler yapılır. Düğün sahibinin hali vakti yerinde değilse, bütün mahalle unundan yağından, şekerinden aklınıza ne geliyorsa temin eder, ve bunu düğün sahibini incitmeden çok kibar bir dille sunar. Evin bütün eşyaları bir odaya istif edilir. Diğer bütün odalar düğün için gündüzleri oyun alanı geceleri otel şeklini alır. Yine komşular uzaktan gelen misafirleri, ikişer üçer evlerine götürüp ağırlar komşusuna bu şekilde destek olurlardı. Boşalan odalardan birine ipler gerilir masalar koyulur gelinin çeyizleri büyük bir itinayla serilir. Tülbentler birer birer duvarlara asılan iplere dizilir, işlenenler, oyalar, her takım ayrı bir el emeği, göz nuru olan çeyizler, kız çocuğu ilkokul beşinci sınıfa gelince tığ ve yumakla, orlon kaneviçe etamin, iğne, tülbent bobin, rengarenk boncuklarla tanışır. Derslerinden arta kalan zamanlarda yavaş yavaş lifler, el bezleri, tutaklar, mutfak önlükleri örmeye başlayarak, anneliğin ilk adımlarını bu şekilde atmaya başlar.
Düğünden önce oğlan evi çevre Camii’nde mevlüt okutur. Mevlüt‘de misafirlere gül suyu, lokum ve küçük torbalarda hazırlanmış mevlüt şekeri dağıtılır. Evde heyecanlı bir koşuşturma, evdeki yoğun iş temposundan ellerini çeken hanımlar pırıl pırıl kıyafetlerini giyer, her annenin mevlüt için hazırlanmış kenarları tel kırma, etrafı iğne oyalı namaz örtüleri Başlarına alınır, kıyafetlerinin üzerine atkılarını alarak caminin yolunu tutarlar. Hepsi naif, kibar, nazik olan Yozgat anneleri camide hanımlara ayrılmış bölümde yerlerini alır. Mevlid-i Şerif okunur, biter ve elindeki sepette bulunan şekeri, gül suyunu iki genç hanım misafirlere dağıtır. Cami çıkışında kapı önünde elindeki lokum dolu tepsi ile bekleyen düğün sahiplerinin ikram ettikleri lokum alan Mevlüt davetlileri yavaş yavaş düğün evinin yolunu tutarlar.
Kız evinde kekil kesme adetini gerçekleştirmeden önce sabahtan gelin kız arkadaşlarıyla ve yanlarında onlara eşlik eden hala teyze gibi görümce gibi büyükleri ile hamamın yolunu tutarlar. Oğlan evinin hazırlamış olduğu gelin ve arkadaşlarına ikram edilecek yiyecekler hamama gönderilir ve bu şekilde gelin hanım ve arkadaşları hamamda eğlenceli anlar geçirerek ellerindeki defler eşliğinde damat Bey’in ailesinden gelen yiyecekleri yiyerek eğlenerek gelin kızla evlenmeden önce son kez güzel zaman geçirirler. Hamamda yıkanıp paklanan kız evi tarafı yavaş yavaş evinin yolunu tutar.
Perşembe günü kekil kesme Töreni yapılır. Yozgat dar ve toprak sokaklar arasında, genellikle bahçeli tuvaleti dışarıda tek veya iki katlı evlerden oluşur. Mahalle sakinlerinin kendi çabalarıyla ördüğü bahçe duvarları çoğunlukla uçmak üzeredir. Ahşap çatal ya da tek kapıdan oluşur. Genellikle evlerin bahçesinde bir köpek bulunur. Yozgat’ın meşhur at arabacı Emmiler düğün mevsimlerinde bayram eder. Evlerin bahçelerine tahta sandalye taşır, düğün bittikten sonra da bu sandalyeleri tekrar sandalyeciye teslim ederler. Dört gün boyunca sandalyeler kız evinin bahçesinde kalır. Ne yazık ki bu sandalyelerin arasında birkaç tane de suikast planı düzenlemiş olanına rastlarsınız. Yozgat hanımları becerikli elleriyle hamur işine yatkın oldukları için Maşallah balık etli olurlar. Balığın da tabii ki çeşitleri var. Bu teyzelerden biri tek ayağı sağlam olmayan sandalyeye oturur oturmaz kendini toprak ana ile kucaklaşmış halde bulur.
Ellerine aldıkları, genellikle ne alırsan on liracıdan hastane caddesinden bardak ve sürahi, tencere, kahve takımı çok yakın komşu ya da akrabalar kız evine sorarak neyi eksikse onu alalım diye kimi Ütü, kimi elektrik süpürgesi kimi yemek takımı kimi yolluk gibi biraz daha pahalı şeyler alır. Bunların hemen hemen hepsi kol çarşıda bulunan küçük esnaftan samimi diyaloglar içerisinde ufak tefek Pazarlıklar yapılarak alınırdı..
Düğünlerde yapılan sayısız gelenek görenek, adetler vardır. Gelin hamamdan döndükten sonra evde misafirler için hazırlanmış olan sandalyeler de yerlerini alırlar bahçeye asılmış lambalar ve bir kenarda yerlerini alan çalgıcılar müziklerini çalmaya başlamışlardır. Misafirler müziğin ritmi ile yavaş yavaş oyunlar oynamaya halaylar çekmeye başlarlar. Gelin kız üzerine giymiş olduğu güzel bir elbisesi ve başına taktığı telli duvağıyla üzerine saten bir örtü örtülmüş sandalyenin üzerinde yerini alır. Bakır bir hamam taşının içerisine koyulmuş olan tarak makas getirilir bu tarak ve makas gelin hanımın başının etrafında üç defa gönderildikten sonra dualar eşliğinde gelin hanımın saçından bir parça kekil kesilir. Bu işlem tamamlandıktan sonra gelin hanım etraftaki büyüklerin ellerini Öper. Bu esnada Yozgat’ta kekil kesme kına yakma adetleri gerçekleştirilirken mutlaka Çalgıcılar Yozgat Sürmelisi‘ni çalıp söylemeye başlarlar. Belki inanmayacaksınız ama Yozgat Sürmelisi çalmaya başladığı anda sanki sihirli bir değnek gelir ve o anda bütün hanımlar ağlamaya başlar sürmeli dinlenip gelin hanımla kucaklaşıp ağlayıp evden çıkan bir evladın ayrılışının unutulmaz hüzünlü anlarını yaşadıktan sonra müzik eşliğinde Yozgat’ın güzel oyunlarından oynamaya başlanır Yozgat halayi çekilir. Yozgat’ın meşhur oyunlarından lolü oyunu oynanır. Çekirge oynanır. Asmalar da üzüm yosmalar da gözüm, Çiçekdağ derlerde var mı sana zararım, misket gibi oyunlar ve tabii ki çiftetelli oynanarak düğünün ilk gününün gündüz adetleri yerine getirilmiş olur..
Devamı yarın…