Yozgat’ta vekillerle asılların arası çok da iyi olmamış.
Seçim öncesi, sonrasında kısa bir süreç devam eden samimi diyalog, muhabbet, sonrasında kopuş…
Ankara’nın yükü, sorumlulukları,
Ankara’da Yozgatlı vekil olmanın dayanılmaz ağırlığı.
Makamınız Ankara’da ister Cumhurbaşkanı yardımcısı olsun ister Adalet Bakanı,
İster Milletvekili olsun ister Genel Müdür…
Yozgat kamuoyunun bütünlük sağlayamadığı bir Ankara’da Yozgatlı siyasetçinin hükmü de belirli bir yere kadar oluyor.
Yozgat’tan Ankara’ya kurulamayan köprüler, Ankara’daki Yozgatlılığın sürekli sahipsiz ve dağınık olması makam sahiplerinin büyük handikabı oldu.
Bir müddet sonra adamcılar türüyor Yozgatlı’dan.
Onun adamı bunun adamı.
Siz değil, kamuoyu bir şekilde sizi adamı eder. Ve ne gariptir bizim büyük makam sahipleri de çok yakından ilgilenir sizin kimin adamı olduğunuzla.
Hülasa bir kopukluk silsilesi Yozgatlı’nın Türk siyasetindeki varlığını sürekli hastalıklı hale getirdi. Bu hastalık Yozgat kimliğini de Yozgat siyasetini de baltaladı.
Demem o ki, zamanla vekili de asil gibi, asili de vekil gibi oldu.
Biz birbirimiz gibi olduk!
Aynadaki halimiz, yansımamız aslında Ankara’dan bize bakan.
Yıllarca hiçbir şey yapmamakla suçladığımız vekiller aslında sandığımızdan da fazlasını yaptılar memleketleri için.
Sorumluluk zamanı geldiğinde hangi partiden olursa olsun Yozgat özelinde bireysel de olsa girişimleri oldu.
Zat-ı aileleri ifade etmese de mesleğimiz gereği bir şekilde yapılanları da yapılmayanları da görüyoruz.
Biz hiçbir şey yapılmadı zannı ile yaşamak yerine Yozgat-Ankara bağlantısını oluşturabilseydik yıllarca çok büyük işler gerçekleşebilirdi.
Mesela Ankara’da o büyük makamın sahipleri Yozgat adına irade almaktan, Yozgat adıyla kadrolaşmaktan, Yozgat adıyla iş insanlarını büyütmekten çekince duymazlardı.
Bir de bu yönümüz var tabi; makamı, etkisi ne olursa olsun bizim vekillerimiz çekincelerle gidiyorlar Ankara’ya.
Yozgatlı doğmak bile çekincelerle doğmakla eş değer bir durum arz ediyor.
Tüm bunlar Yozgat’ın vekili olan siyasiler için bir mazeret mi?
Asla, olamaz da.
Ama şu da bir gerçek ki, Yozgat’tan baktığımızda ‘onlar hiçbir zaman çalışmıyor’, ‘Yozgat için bir şey yapmıyor’, ‘Yozgat’ı unuttular’, oradan baktığımızda ise Yozgat yok!
İşte bu yüzden diyorum ki, mevcut milletvekillerimizden Sayın Abdulkadir Akgül’den, Yozgatlı sadece milletvekilliği değil TESKOMB Başkanlığını da istiyor.
Bu güne kadar esnafa sağladığı katkılar yadsınamaz ama elbet bu güne kadar yapılması ertelenmiş Yozgat özelinde çalışmalar vardır.
Yozgatlı, Milletvekili Süleyman Şahan’dan ortaya koyduğu o dinamik ve hareketli vekil profilinin yansımalarına somut olarak dokunmak, görmek istiyor.
Onun yanında Milletvekili İbrahim Ethem Sedef’in de ikinci dönemde beklentilere biraz daha yakın, irtibat kanallarını biraz daha artırmış görmek istiyor.
Milletvekili Lütfullah Kayalar’dan da hem şehrine hem de şahsına bir bakan havasında karşılık bekliyor.
Velhasılı dünya döndükçe asil ile vekil hiçbir zaman aslında bir birine benzediklerinin farkına varamayacak, yırtılan Tüfekçi Bekir’in yakası olacak!