Ardından ne konuşsak ne yazsak hangi duygu dünyasına batırdığımız kalemle kelamda bulunsak biliyorum ki kifayetsiz kalacak.
Önemli olan insan olabilmek, ama gerçek manada insanlığın gereklerini yerine getirmekse, Ali Bozdağ gerçek bir insandı.
Hilafsız, yalansız, dolansız sade bir insandı.
Sadeliğin zenginliğini gönüllerde derin bir tezahürle bırakıp gitti.
Mekanı cennet olsun.
Vefatından iki gün önce çıkan Ayazdaki Düşler Romanı onun evladı gibiydi. O, eserinin heyecanını yaşarken aslında yine kendinden olanın, memleketindeki yaşanmışlığın geniş kitlelere sirayet etmesinin heyecanını yaşıyordu.
Hayallerimiz vardı kitaba dair. Mükemmel bir imza günü programı ile tanıtacak, geniş kitlelere duyuracak, aklımızın erdiğini de ermediğini yapacaktık.
O heyecanın karşısında kayıtsız kalmayacaktık işte.
O bugün gerçek alemde biz ise fani alemdeyiz. Bu alemden oraya gidecek olan duadan başka ne olabilir.
Gönlünden duayı eksik etmeyen dostları ile hafta sonu Ankara’da imza gününde bir araya geldik. Cemali görünmese de kalplerde bıraktığı izle orada onlarca Ali Bozdağ’ın olduğunu fazlasıyla hissettik.
Ayazdaki Düşler, yüreğimizi üşüttü mü, ısıttı mı inanın bilmiyorum. Bazen üşüdük bazen ısındık ama daha çok özledik sanırım.
Ayazdaki Düşler’de buluşturan Mevla, gerçek dünyada cennetinden de bir araya getirir inşallah.
Seni hiç unutmayacağız Ali abi…


BENİM POLİSİM

Benim polisim benim vicdanım diyoruz ya.
Ancak bu kadar kıymetli bir söz anlatabilir Türk Polisini.
Polis kavramı üzerinden Yozgat Emniyetini konuşalım istiyorum. Uzun konuşsak sayfaların yetersiz geleceğini pekala biliyorum.
Emniyet müdürü Sayın Murat Esertürk ve ekibi, Yozgat’ta polisliğin gerekliliğini yerine getirme adına kıymetli işlere imza atıyor.
Son operasyondan geriye dönüp baktığımızda gerçekleşen operasyonların büyük bölümünde sonuca ulaşılmış, tesiri bakımından millet nazarında kabul görmüş.
Son operasyon dedik ya, bakıyorum muhteviyatına, içerisinde emniyet mensupları da var.
Ne pahasına olursa olsun kendi içinde de temizlik yapmaktan, suç ve suça bulaşmış olanları ayıklamaktan geri durmayan bir operasyon.
İşte benim polisim diye devam edeyim söze.
Ben kim, vicdan, ben kim devlet.
Devletin polisine ne çok ihtiyaç duyduk son 5-6 yılda değil mi?
Devletin polisi olabilmek dahi başlı başına bir imtihan vesilesi.
Bu denli zor bir dönemde hem huzuru tesis etme hem de kendi içindeki işleyişi en sağlıklı şekilde yürütme.
Sayın Murat Esertürk ve ekibi bu anlamda çok kıymetli bir irade, mesai ve duruş ortaya koyuyor.
Bir iltifat, ya da öylesine afili cümleler kurmak değil niyetim; bizatihi çalışmalarını bilen, takip eden ve sirayeti bakımından halk nazarındaki yerini çok iyi müşahede etmiş bir basın mensubu olarak kaleme alıyorum tüm bunları.
“Son yapılan operasyon” kavramını birkaç kez tekrarladık sebebi hem kendi içinde hem de genele sirayet etmesi bakımından önemli olması.
Cesareti, içeriği, sirayeti apayrı bir detay içeriyor.
Emeği geçenler var olsun.
Polisi konuşmaya inanın sayfalar yetmez, ama bu gün için tek kelime devlet adamlığı hüviyeti hem polis hem yargı nazarında şehrimizde ziyadesiyle hayat buluyor.