Geçen de konuştuk, artık Yozgat’tan insanlar sadece işsizlik yüzünden göçmüyor.
Büyük şehirde yaşama arzusu Anadolu’nun kalbi toprak kokulu insanlarında heyecan oluşturuyor.
O heyecan zamanla büyük şehir ütopyasına dönüşüyor.
Kaynağını dizilerin gösterişli, janjanlı ama hakikati olmayan yaşantılarından alan büyük şehir hayali.
Yozgat’tan, özellikle kırsaldan, köylerimizden büyük şehre göçün en önemli sebeplerinden bir tanesi maalesef sanal konulardan oluşan dizilerin zihinlerimizde yol açtığı ütopya.
Artık Yozgat’ta da köyde yaşayan gençler evlenip, yuva kurmakta zorlanıyor.
Yozgat’ta aradığı mutluluğu bulamayan gençler farklı şehir ve ülkelerde arıyor mutluluğu ve yuvayı.
Şaka gibi ama gerçek. Günümüz şehirde yaşama hastalığı maalesef Yozgat’ta da aile yaşantısına başlamadan darbe vuruyor.
Kısa bir süre önce bu minvalde kaleme aldığı yazıya bazı okurlarım “Hadi canım o kadarda abartma” diyerek tepki göstermişti.
Evet, insanının inanası gelmiyor, “yok canım o kadar da olmaz” dedirtiyor ama acı gerçeklerden de kaçılmıyor.
Bu konu üzerine bir çalışma yapıyorum, insanlar konuşmaktan çekinmez ise, Yozgatlı tabiri ile “Kız bulamadığı için evlenemeyen” gençlerin içine düştüğü durumu, göçün görünmeyen sebeplerini sizlerle paylaşacağım.
Gelelim bu minvalde diğer mevzua…
Geçenlerde şehir dışından gelen Yozgatlı iş adamları ile bir kamu kurumunda yöneticinin makamında Yozgat’taki işsizlikle ilgili konuştuk.
Orada söz döndü dolaştı Yozgatlı’nın iş beğenmemesine geldi.
Yozgatlı iş beğenmiyor, neden?
Çok mu zengin?
Ya da atadan kalma toprakları mı var?
Veya o topraklar çok değerli, üzerinde yetişen ürünler çok para ediyor?
Hangi sebep insanları iş beğenme konusunda bu denli seçici yapabilir ki?
Bu soruyu aslında yıllardır soruyor yanıt arıyoruz!
Kimine göre iş beğenmeyen Yozgatlı kimine göre ise iş vardı da biz mi çalıştık savunması.
Adı her ne olursa olsun Yozgat’a yatırım yapmak isteyen iş adamı kalifiye elaman ister.
Ya da çalışacak, işine sahip çıkacak, sorun çıkarmayacak çalışanlar.
Biraz duygusal bakıyor, ne olacak iş adamı gelsin doğduğu topraklara yatırım yapsın diyoruz.
Duygular bu şekilde istiyor, bekliyor, talep ediyor!
Ancak gerçekler gözardı edilemeyecek kadar acı.
Bir yanda şehir hayali ile göçüp giden gençler diğer tarafta iş, aş, ekmek kapısı açsın dediğimiz işadamları.
Bir orta yol olmalı, bu şehrin geleceği, yarınları için. Bir orta yol!