Birileri dünyayı dizayn ederken biz insanlığımızı tarumar eder hale geldik.
Ekonomideki dalgalanmadan siyasi ve ticari rant elde etmek isteyenler tam gaz amaçlarını gerçekleştiriyorlar. İşin enteresan tarafı siyasi rant elde etmek isteyenlerle ticari rant peşinde koşanlar farklı siyasi cenahlardan.
Yani, ekonomideki bozulmanın getirisini siyasi alanda oya dönüştürmek isteyen muhalif kanat,
Onun yanında ekonomideki bozulmadan ticari rant elde etmek isteyen her taraftan kanat.
Yani ekonomideki dalgalanmanın getirisini fırsata dönüştürmek, nemalanmak isteyenler siyasi alanda zıt kutupları oluştursalar da rantiyecilikte kan kardeş olmuş durumdalar.
İzler birbirine karışmış.
Vicdan muhakemesinde ne terazi, ne izan, ne nizam…
İzler birine bulaşmış.
Hak ve hakkaniyet değil günü kurtarma telaşı her iki tarafta.
Yozgat’tan bakıyorum aynı, Ankara’dan aynı manzara.
Aslım toprak, neslim toprak, her şeyden aciz,
Basıp geçsen kirli cismin kılacağı ar,
Kim ar etse şeytan kavmi havası var,
İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.
Hoca Ahmet Yesevi’nin bu satırları takıldı bir anda dilime. Aslı toprak, nesli toprak ve her şeyden aciz insan rantiyeci dünyaya ruhunu, vicdanını, kişiliğini kaptırmış gidiyor.
Kul hakkı kavramını ayakların altına aldıkları gibi devlet istikbali, millet menfaati düsturundan da yoksun.
İhanetin silahla, kanla, can yakarak olmadığını, bombalar patlamadan, gürültü patırtı çıkmadan da olduğu günleri yaşıyoruz.
Yazık…
Menfaat dünyasında fırsatçılıkla elde ettiklerini kâr, kazancını helal görenlere sözüm…
Allah'ı da millet vicdanını da kandıramazsınız.
Devletin bekasına darbe vurduğunu bile bile başını toprağa gömen, bu talana sessiz kalanlara, yağmacılarla işbirliği yapan siyasi cenaha da sözüm.
Siyasi muhalefeti, celladı ile aynı yolda buluşan, aynı hedefe doğru koşar adım gidenler o muhalefetten daha aşağılık bir ruhla hareket ediyorlar.
Siyasi muhalefet yaşanan bu durumdan oy beklerken, bulunduğu cenaha zarar verenler tamamen ihanet girdabında milletin bağrına hançer saplıyorlar.
Rantın dini, imanı, milleti, şehri, siyasi cephesi olmuyor.
Hülasa efendiler bu satış başka satış.
Acımıyor, acıtıyor sonunu düşünmeden içimizdeki doymayan düşman.