Değersizlik duygusu; herkeste bulunan ancak kiminin üstesinden geldiği, kiminin ise kişiliğini uzun süre etkilediği bir duygudur, Temelleri ise; ilk çocukluk yıllarına dayanan bir durumdur.Hayatta çok şey başarmış olsanız da, zamanında özgüven gelişiminizi düşüren sosyal çevre ve aileler, bu duygunun oluşmasına ve gelişmesine neden olur. Sevgisiz, ilgisiz büyüyen çocuklar, Aşırı her şeyine, müdahale edilen çocuklar. Aşırı baskıcı aile tutumları.Diğer taraftan, bir diğer adıyla “aşağılık duygusu” bir süre sonra kişinin girdiği her ortamda fazlalıkmış gibi hissetmesine ve bu duyguyu iliklerine kadar hissetmesine neden olur. Kişi herhangi bir övgüyü dahi kabul edemeyecek noktaya gelebilir. Yani anlayacağınız bu his, bu duygu, her fırsatta çelme takar adama, her fırsatta karşısına çıkar.
Değersizlik duygusu içindeki Kadın;
*Sürekli “ farklıyım” hareketlerigösterir
* Erkeksi tavırlar, hareketler yapar. ( öfke, asilik )
* Kadın kimliğinden memnuniyetsiz olur.
*Karşı cinste etki bırakmaya çalışır.
* Aşık olduğu erkekle evlenip sonra adam yerine koymaz.
Değersizlik duygusu içindeki Erkek;
* Aşırı dış görünüş hassasiyeti hareketleri gösterir
* Çapkınlık ve bu hareketiyle gurur duyar.
* Aşık olduğu kadınla evlenip sonra adam yerine koymaz.
* Sürekli güçlü görünme çabası içindedir.
*Sinirlilik hali , Öfkeli duruş hareketleri gösterir.
* Kalbini kazandığı kadına değersiz hissettirecek tavırlar sergiler
Neler Yapılabilir?
Değersizlik duygusu doğuştan gelmez, başka insanların bize karşı davranışları ile bizde oluşur. Bu nedenle çözümsüz değildir.
Kişi dengeyi kurmalı; ”Ya hep ben” ya da “hep başkası” yerine “önce ben” i geliştirmeli.
İnsanların gözünde değerli olmak yerine önce kendini sevmeli ve kendisi için saygın biri olmaya çalışmalı.
Sadece kendi statüsünde olanlarla değil, kendi ile eşit veya statü itibariyle kendinden düşük düzeyde olanlarla da ilişkilerinizi geliştirmeli.
İnsanları yeterince tanımadan 100 puan da 0 (sıfır) puan da vermemeli. Tanıdıkça karar vermeli.
Hatayı kabul etmeli ve özür dilemeyi sıklaştırmalı .Bunları yapınca sömürülmeyeceğinizi ve değersizleşmeyeceğinizi önce kabul edip, sonra küçük adımlar ile test edin.
Kendinizi ilgi, onay alma, iltifatla mutlu etmek yerine kendi kendinizi mutlu etmeye çalışmalı ve nelerin mutlu edeceğini keşfetmeli.
İnsan değerinin doğuştan geldiğini,insanın başka bir insan tarafından değersizleşmediğini kendinize her zaman söyleyin.
Kendiniz gibi değersiz zannettiğiniz yanlarınıza daha fazla sarılın.
Tek taraflı ilişkilerinizi gözden geçirmelisiniz. Sadece sizin verici olduğunuz ilişkileri eşit hale getirip, kabul etmeyenleri bitirin.
Kendinizle barışın: Şekliniz, ekonomik düzeyiniz, eğitiminiz vbözelliklerinizi önce kabul edin sonra da onları sahiplenin. Onlar sizin ve siz bir bütünüsünüz. Beğenmediklerinizi de kabul edin. Sadece gücünüz yettikçe değiştirmeyle çalışın.
Her insan tarafından sevilmek ve ilgi görmek düşüncesinden vazgeçmelisiniz; sizi herkes değil, sadece sizi tüm gerçeklerinizle ( geçmişiniz, kökeniniz ve şu an ki haliniz) kabul edecekler tarafından kendinize sevilmeye bırakın.
Zamanla “Olan ben” i geliştirin. “ Olması gereken ben” i azaltarak bitirmeye çalışın.
Artık başkalarının onayı ve dışsal kabul ile sürekli mutlu olamayacağınızı kabul edin. Doğru bir yol ve yaşam seçin. Sizi seven zaten öyle de sevecektir, unutmayın.
Karakterini, kişiliğini , benliğini, geçmişini, cinsiyetini ailesini reddeden veya bunlarla barışık olmayan kişinin sürekli bundan kaçmak için maskeler ortaya çıkarır, Maskeleri de zamanla kişide içsel bir çatışmaya neden olur.Eğer bu duyguları yoğun yaşıyorsanız, psikolog veya danışmandan yardım almanızda fayda var.