Geçenlerde, babanın çocuğun kişilik gelişimine etkisini yazarken, bir taraftan da penguenlerin belgeselini izliyordum. Fedakar baba penguenler...
Doğrusu bu söz onlara öyle yakışıyordu ki:
Eşini ailesini ve bilhassa yumurtada ki yavrusuna sahip çıkan koruyan penguen. Antarktika’ nın yoğun ve zorlu kış şartlarında anne penguen yavrusunu dünyaya getirdi. Getirdi getirmesine ama anne penguen yumurta üretmek için vücudunda ki bütün yakıt deposunu harcamıştı. Bunun için anne penguen yiyecek bulmaya denize geri dönmek zorundaydı. Bu yüzden yavrusuna bakmak için kuluçkaya baba penguen bakacaktı. Bakacaktı bakmasına ama zor günler onu bekliyordu. Baba gerekirse yavrusu için aç olarak durmalıydı. Kutupların soğuğunda öyle rahat rahat kuluçkaya yatmayı düşünmemeliydi! baba. Mini minnacık hareketler yavrunun üşümesine sebep olabilirdi! çünkü. Bu soğukta donmaktan kurtulmak için önemli bir dayanışma örneği göstererek birbirlerine daha da yaklaştılar, çember oluşturdular, baba penguenler. Aralarına soğuk girmesini engellemek için gagalarını göğüslerine yapıştırdılar, böylece enseleri dümdüz oldu ve birbirine yapışan penguenler arada hiç boşluk kalmayacak şekilde tüyden bir tavan oluşturdular. Çemberin dışında kalanlar kuzey kutbunun bütün sertliğini göğüslemek zorundaydı. Ancak bu çok uzun sürmedi, çünkü sürekli olarak yer değiştirdiler ve değişim yaparak çemberin dışına geçiştiler. Böylece birbirlerini de kollamış oldular. Hiçbiri çemberin dış kısmına geçme konusunda çekimser davranmadı hiç. Binlerce penguenin aralarında hiçbir kavga çıkmadan, aylarca, olabilecek en zor koşullarda bile birlikte yaşadılar. Sonunda anne penguenler geldi. Erkek penguenlerin birarada ve dayanışma içinde olmaları son derece ilginç geldi bana.
Bilinç ve akıl sahibi insanların bile menfaatleriyle çatışabilecek böyle bir ortamda penguenlerin bu kadar uyumlu, ince düşünceli ve fedakar tavırlar göstermeleri o kadar tuhaf geldi ki. İki ay doldu. Yumurta çatladı. Hiç birşey yemeden iki ay boyunca bekleyen baba penguenler yine yavrusunu düşünüyordu. Dahası baba penguen az bir şey de olsun yutağından süt salgılayıp yavrusuna içiriyordu. Sonunda anne penguen geldi gelmesine ama baba penguen gitmiyordu. On gün kadar yine yavrusuna baktı. Tüm bu güç koşullara rağmen, penguenlerin hayatları pahasına yumurtalarını bırakmamaları ise bizim “zayıfların ezilerek yok olduğunu iddia ettiği doğa anlayışını tamamen ortadan kaldırıyordu. Çünkü dünya zayıfların ezilerek yok oldukları bir savaş meydanından çok, zayıfların güçlüler tarafından her türlü zorluğa rağmen korunarak bakıldıkları bir yerdi” bizim için. Gerçekten de Darwin’ in dediği gibi” her birey kendini düşünseydi, hiçbir canlı yavrularını büyütmek, beslemek, ve korumak pahasına bu kadar çaba harcamazdı.” Kim bilir o yavrular ne kadar güvende hissettiler kendini. Belki de onlarda babalarını rol almış, büyüyünce yavruları da kendi yavrularına bakacaktı. Yavrularının yüreğine dokunan babalara..
Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.