Sanırım dünya döndükçe böyle olacak.

Dünya bize, biz de bize düşman olmaya devam edeceğiz.

Bakıyorum ecdadımın ahvaline, atalarımın yaşadığı zorluklara, bizleri bir araya getiren İslam Alemi’nin mevcudiyetine, kendi içinde sürekli kaynayan bir kazan…

Ve bir türlü İslam Çatısı altında bir araya gelememiş yapılanma.

İsterseniz konuya direk giriş yapalım.

Kudüs…

Amerika Birleşik Devletleri’nin akıldan yoksun, Müslüman düşmanı başkanı, dünyanın katil devletciği İsrail Başkanı ile birlikte önceki gün dünyanın, İslam Alemi’nin gözünün içine bakarak Filistin’i parçalama planını kamuoyuna açıkladı.

Bu açıklamanın belki de en acı veren tarafı İslam dini için kutsal olan bu şehrin ABD Başkanı tarafından İsrail’e başkent ilan edilmesi.

Küstah tavrını basın açıklaması boyunca sürdüren her iki akıl yoksunu insan, aslında Ortadoğu planının en önemli parçası olan bir hamleyi de kendilerince yapmış oldu.

Kudüs’ü önemli kılan nedir, isterseniz önce onu hatırlayalım:

Arapça El Kuds, İbranice Yeruşalayim olarak adlandırılan Kudüs, dünyanın en eski kentlerinden birisi.

Tarih boyunca, birçok kutsal yapıya ev sahipliği yapmasından dolayı çok sayıda savaşa sahne oldu ve defalarca yıkıldı, yeniden inşa edildi.

Osmanlı İmparatorluğu, 1517’de işgal ettiği Kudüs’ü 1917 tarihine kadar kontrolü altında tuttu.

Kudüs, üç semavi din olan İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için çok kutsal yerleri içinde barındırıyor. Kutsal yerlerin önemli bir kısmı Doğu Kudüs’te yer alıyor.

Kudüs’ün içinde binlerce yıllık tarihi barındıran dar sokaklarla dolu Eski Kenti, dört ana bölümden oluşuyor. Bunlar Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni mahalleleri olarak sıralanıyor.

Ve Mescid-i Aksa: Mescid-i Aksa kelimesi “en uzak” anlamındadır. Mescid-i Aksa da Mekke’ye olan uzaklığından dolayı böyle adlandırılmıştır. Yani, “en uzak mescid” demektir. Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.

Kudüs’te İslam Alemi için önemli olan Kubbet-üs Sahra yer alır.

Konumu itibari ile İsrail ve Filistin arasında yer alan Kudüs’ü alarak İslam Coğrafyasına Haçlı kılıcını da çekmek istemiştir ABD Başkanı.

Peki söylemleri, kimi, kimleri rahatsız etmesi gerekirken etmemiştir.

Tabi ki İslam Dünyası’nı.

Maalesef kendi içerisinde BATI’nın güdümünde olan İslam ülkelerinin sözde liderleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu güne kadar ortaya koyduğu iradeyi koyamamış ve her fırsatta yalnız bırakmıştır.

Maalesef Arap ülkeleri başta olmak üzere Ortadoğu, Müslüman kardeşinin yaşadığı zulme en küçük bir tepki verememiştir.

Ki, Filistin de bu anlamda bu tepkisizliğin, vatan için gerekirse ölümü göze alabilme cesaretinin olmadığı bir ülke olarak hafızalarda kalmaktadır.

Fakat her şeye ve nemelazımcı İslam coğrafyasına rağmen bir ülke vardır ki, onun adı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti.