Monşer: Hükümet şimdi hapı yuttu mu? Haydi, çıksın bakalım bu elektrik faturalarının içinden.

Ödemiyoruz elektrik faturalarını.

Odgurmuş: Ne demek elektrik faturasını ödemeyeceğim. Bu hareketi siz kendinize yakıştırabiliyor musunuz?

Sizin gibi önemli bir siyasi partinin genel başkanı olarak ben size bu durumu yakıştıramadım. Düpedüz eylem çağrısında bulunuyor, taraftarlarınızı ve vatandaşları kışkırtıyorsunuz. Sizin gibi iktidar olma iddiasında bulunan bir siyasi partinin yaklaşımı böyle olmamalı.

Monşer: Ne demek öyle olmamalı, böyle olmamalı. Bal gibi de oldu. Ödemeyeceğim faturaları. Gelsin benim elektriğimi kessinler bakalım. Giyerim beyaz gömleğimi atarım kravatı ve yatarım elektrik idaresinin araçlarının önüne. Ardından patlatırım narayı; Beni sevenler peşimden gelsin.

Odgurmuş: Anlamadım neden böyle bir yola başvuruyorsunuz.

Monşer: Ne yapayım yani, başka çare kalmadı. Çıktık yenildik, çıktık yenildik bu şekilde Muharrem İnce’nin dalga madarası olduk. Baksana Muaremin söylediklerine. Haydi, Muarem seni de görelim bakalım.

Neyse biz konumuza dönelim, siz benim kafamı karıştırıyorsunuz. Bak sonra bizden önce de Ecevit bir başka eylem başlatmamış mıydı? “Toprak işleyenin, su kullananın” diyerek doğuda ve güneydoğuda toprak işgallerini önermemiş miydi? Şimdi şunu açıkça söylüyorum. Bu zamlar karşısında yer yerinden oynamalı yer gök, gök de yer ile yer değiştirmeli.

Tüm arabalar kontak kapatmalı. Yollar, caddeler arabadan geçilmemeli, ambulanslar gidememeli, trenler işlememeli, belediye otobüsleri çalışmamalı, hayat durmalı ki bak o zaman bu zamları nasıl geri alıyorlar.

Hatta tüm memurlar işi bırakmalı, doktorlar bile işi bırakmalı, hastalara bakmamalı, ameliyatlar yapılmamalı.

Sadece elektrik faturası ile işler sınırlı kalmamalı. Doğalgaz faturaları, su faturaları, telefon faturaları, internet faturaları ve bilumum ne kadar fatura farsa hiç biri ödenmemeli ki görsünler bakalım dünya kaç bucak.

Odgurmuş: Siz neler söylüyorsunuz? Siz düpedüz iç savaş kışkırtıcılığı yapıyorsunuz. Bu ülkede eğer bir iç savaş çıkarsa siz bu durumdan etkilenmez en kârlısı siz mi olursunuz. Aklınızı başınıza toplayınız.

Monşer: Bitmedi daha tüm fabrikalar üretimi durdurmalı, hiçbir imalat yapılmamalı, hiçbir üretim yapılmamalı.

Ülkede ne kadar elektrik satan şirket varsa tamamı derhal devletleştirilmeli, oralarda çalışanların işlerine son verilmeli. Hatta elektrik halkımıza bedava verilmelidir.

Bunun yanı sıra tüm baraj inşaatları durdurulmalı, Kanal İstanbul projesi en kısa zamanda çöpe atılmalı. Hatta nükleer santral inşaatları durdurulmalı, İstanbul hava limanı kapatılmalı. Çanakkale köprüsü derhal yıkılmalı, hatta boğazda bulunan köprülerle birlikte boğazın altından geçen tüneller de yıkılmalı. Bütün bu yollar ve köprüler yurt dışından krediler alınarak yeniden devlet tarafından yapmalı. Hatta İMF ülkeye davet edilmeli, krediler alınmalı, o krediler ile yeni yollar, yeni köprüler, yeni tüneller yapılmalı.

Öyle pansuman tedbirlerle iş yürümez. Yapamıyorsanız bırakın artık. Yapanlar gelsin. Bak biz bir gurup vatansever bir araya geldik, memleket meselelerindeki tüm pazarlıklarımızın alt yapısını oluşturduk. Hatta Başbakanlığı bile kime vereceğimizi kararlaştırdık. Gerçi Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyemedik ama bir kaç daha eksiğimiz var. O eksiği de tamamladı mı? Ver elini iktidar. Bak o zaman elektriği nasıl bedava veriyorum. Hatta yolları köprüleri de bedava yapacağım. Neymiş o Deli Dumrul gibi geçenden akçe geçmeyenden akçe.

Odgurmuş: Siz bu dediklerinizle eğer halka gider iktidar isterseniz bunu asla başaramazsınız. Anladığım kadarıyla siz Türk Milletini tanımıyor, okuduğunuz kitaplarda anlatılan halklara benzetiyorsunuz. Türk milletinin ferasetini bilmiyorsunuz. Hiçbir matematikçi 5-6 bilinmeyenli bir denklemi çözemez.

Şunu unutmayın ki, Türkiye bu gün geldiği yerden asla geriye gitmez. Siz eğer iktidar olmak istiyorsanız, ileriye bakmanız lazım. İlerisi için bir şeyler söylemelisiniz. Sürekli eleştirerek bir yere varamazsınız.

Ayrıca Türk Milletini saf yerine koymayınız. Demokrasi tarihimize şöyle bir bakarsanız nasıl hareket etmeniz gerektiğini görür ve anlarsınız.

….

(1)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.

(2)-“Monşer”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet.