Her ne kadar şu sıra gündem siyasetle meşgul olsa da aslında her şey siyasetten ibaret değil.
Evet, siyaset yazmayan makaleler, siyaseti olmayan haberler bu günlerde sıradan ve yavan geliyor olabilir.
Fakat Türkiye’de bir ekonomi gerçeği var.
Bu gün ülkemiz üzerinde bir şekilde ekonomik saldırılar, operasyonlar düzenleniyorsa -ki 15 Temmuz gecesi kadar önemli olduğunu düşünüyorum- bunun yegane sebebi birilerinin Türkiye’nin üretmeyen yüzünü, zaaflarını biliyor olmaları.
Türk, ne zaman keçi çobanlığı vasfından çıkmaya başladı o vakit daha çok saldırıya maruz kaldı.
Birileri bizlere Bozkır’da keçi çobanlığını reva görürken biz kendimize neyi reva gördük?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Hemşerimiz Fuat Oktay’ın ortaya koyduğu irade bu anlamda Üretmeye başlayan ve Üretmekten başka çaresi olmayan Türkiye’de “Üreten Yozgat” modelini oluşturmaktır.
Yani Keçi Çobanlığı değil, üreten, üretirken büyüyen bir Yozgat!
Yozgat’ın dününe bakıyorum, “Acemi Birliği”, “Üniversite”, “Fabrika” istemişiz.
Ama en çok da acemi birliği.
Sebep, sıcak para girsin.
Kusura bakmayın ama Mevla her topluma bir Kabe vermiyor ki, her yıl binlerce insan gelsin parasını bırakıp gitsin.
O halde Üreten bir Yozgat modeli oluşturmak şart.
Sanayi üretimi olmuyor ise, tarımsal üretim, hayvansal üretim, sonunda üretim olan zihniyetin başına her sektörü koyabilirsiniz.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden Yozgat adına ortaya konulan iradeyi yavan, klişe, hatta alışılagelmiş bulabilirsiniz.
Ekonomik saldırılara maruz kaldığımız bu süreçte hiç şüpheniz bir ekonomik sarsıntı yaşanıyorsa Yozgat bu sarsıntıyı iki kat yaşayan illerin başında geliyor demektir.
Sebep, üretmeyen, üretse de pazarı olmayan, olduğu ile yetinen bir Yozgat. Hatta artık mevcudiyetini, bulunduğu durumu kader bilmiş bir Yozgat!
Bu gerçekleri görüp, oturduğu yerden onca işinin arasında, hatta yüzlerce işinin arasında Sayın Oktay’ın Yozgat adına ortaya koyduğu iradeye sahip çıkmak gerekmez mi?
Tüm mesele bu iradeye Yozgat hangi ölçüde sahip çıkar.
Ufuk, ekip ve para…
İşte bu üç gerçek üzerinden kentin ilgili yöneticileri hareket edebilirler mi?
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Sayın Oktay başkanlığında yapılan son toplantının evveliyatına dair çok fazla bilgi sahibi olmadığımız için kamuoyunu bu anlamda çok fazla bilgilendiremedik.
Fakat şunu biliyoruz ki, tedarik zincirinin halkaları genişleyecek. Şimdiki adres Çorum, sonrasında Kayseri olacak, oradan İstanbul sonra yurt dışı.
Hiçbir şey olmaz ise farkındalık oluşturur, hiçbir şey olmaz ise 3-5 firmanın yurt dışına açılmasını sağlar isek üreten fabrikalar kapasite artırır, bununla birlikte yeni iş, istihdam alanları oluşur.
Kusura bakmayın ama, bu güne kadar siyaset ve siyasetçi işletme sahiplerinden kaçtı. Sermaye sahiplerinin işini kolaylaştırmak, büyümesine kapı aralamak ayıp, günah, hatta yasa dışı bir iş gibi görüldü.
Madem devlet fabrika kurmuyorsa kurana destek olmak, farkındalık oluşturmak kadar doğal, olası ne olabilir ki!
Sayın Oktay’ın ortaya koyduğu irade Ankara’dan Yozgat’a oluşan büyük bir sinerjinin yansıması.
Tüm mesele o sinerjiye Yozgat’ın yeterince sahip çıkıyor, yön veriyor, yol gösteriyor, paylaşımcı bir ruhla sahip çıkıyor olması.
Az önce de ifade ettim, toplantının içeriğine dair çok fazla bilgiye sahip değilim lakin ilk toplantıda Sayın Oktay’ın da ifade ettiği gibi işlerin yürüdüğüne inanıyor, ümit ediyorum.
Gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim, şunu bilmenizi istiyorum ki siyasetin kısır çekişmeleri, ülkenin ekonomik daralmayla mücadele ettiği süreçte Yozgat adına olumlu gelişmeler oluyor.