Her meslek mensubunun iyisi iyidir. Kötüsü kötüdür.
Her meslek mensubunda, elindeki işi iyi yapanlar ve elindeki işi sürekli savsaklayanlar ve sürekli izin alarak günlerini geçirenler de vardır.
Aklımıza gelen hangi meslek için bu tesbit geçerli değildir ki.
Her meslekten insanlar arasında iyi ve dürüst insanlar olabileceği gibi, bazen de mesleğin yüz karası insanlar da çıkabilmektedir.
Bu yüzden ülkemiz insanları için iyidir veya kötüdür demenin bir anlamı yoktur. Her meslekte her tür insan vardır.
Her meslek mensubu kendi mesleğini bir ibadet vecdi içerisinde sevmeli ve ona göre gayret sarf etmelidir.
Herkesin gözü, bir başkasının mesleğinde ve bir başkasının mesleğinin eksiklerinde olmamalıdır.
Ülkede bir tembellik, işleri savsaklama, gününü gün etme, devletin malına sahip çıkmama gibi bir hastalık varsa bu hastalık kimseyi ve hiçbir meslek mensubunu ayırmadan hastalık bulaşmış görünüyor.
Bir meslek mensubu diğer bir meslek mensubu hakkında ileri geri konuşurken, bir başka meslek mensubu da sizin mesleğiniz hakkında sizin eksikleriniz konusunda ileri geri konuşabilir.
Şurası da bir gerçektir ki 10 yıllardır devlet ve devletimizde görev yapanlar hakkında sürekli olumsuz haber yapma alışkanlığında olan bazı yayın organları ve onlara katılan bazı safdiller bu olumsuz çalışmalarından da başarılı olmuş gibi görünüyor.
Zaman zaman yapılan güven anketinin sonuçları üzerinde oynayarak güven bakımından bazı kurum ve kuruluşları hedef tahtası yapma, o kurumları (Siyasetçiler ve din adamları gibi) yıpratma, gözden düşürme, itibarsızlaştırma gibi faaliyetlerin birer algı operasyonu olduğunu görmezden gelemeyiz.
Özellikle de siyasetçiler ve siyaset kurumu hakkında hem basında hem de sosyal medyada yapılan itibarsızlaştırma faaliyetlerine dikkat çekmek isterim.
Ülkede sanki daha yüksek meblağlarda maaş alan yokmuş gibi sadece siyasetçilerin maaşlarını gündeme getirmek, o konularda ileri geri konuşmak bu konuları gündeme getirerek insanların ileri geri konuşmalarına sebep olmak ülke ve memlekete ne kazandırır düşünmek lazım.
Sol basın tarafından bilerek ve bir plan dâhilinde yapıldığını gözlemlediğimiz bu itibarsızlaştırma faaliyetlerinin pek çoğunun da aslı astarı maalesef yoktur.
Buna rağmen bu algı operasyonu devam etmekte ve milli ve manevi değerlere önem verdiklerini bildiğimiz pek çok kimsede bu duruma alet olmaktadırlar.
En nihayetinde ülke bizim ülkemizdir. Devlet bizim devletimizdir.
Ülke ve devletimiz aleyhinde Türklüğüm düşmanları çok ileri geri konuşabilirler her konuda bir bit yeniği arayabilirler, her konudan bir eleştiri çıkarabilir, gelmiş geçmiş tüm yöneticileri bir torbaya doldurarak, harpsini yanlış yapanlar ve işe yaramaz göstermenin kime ne faydası vardır. ama bu tarz bizim tarzımız olmamalıdır.
Bu konuyu bir eleştiri olarak söylemiyorum ama Türkiye’de bulunan önemli şirketlerin üst düzey yöneticilerinin aldığı ücretler, spor adamlarının aldığı ücretler bilinmesine rağmen, tüm gözlerin siyasetçi ve Milletvekillerinin maaşlarına çevrilmesi de ayrıca dikkat çekici bir durumdur.
Böylesine sadece bir meslek mensuplarını eleştirip itibarsızlaştırmak yerine, Her meslek mensupları arasında o mesleğin iyileri de vardır eleştirilecek yanları ve yanlışlar yapanları da vardır demek daha uygun düşer.
Ülkemizde hangi meslek mensupları için; “Çok iyi insanlar, çok dürüst çalışıyorlar, çok çalışkanlar, hak ve adaletten ayrılmıyorlar, kendilerine verilen iş ve vazifeleri bihakkın yerine getiriyorlar” diyebiliyoruz.
Elbette her meslek mensubu için olumsuz cümleler kurmak istemeyiz. Eğer bir olumsuzluk varsa bu olumsuzluk yaygın bir durumdadır.
Ülke ve devlet hakkında sürekli olumsuz düşünceler serdedenler, acaba kendi mesleklerinde ne kadar başarılılar ve kendi mesleklerini icra ederken hak ve adaletten ayrılmamışlar mıdır?
Devletin milletin malına, makamına zarar vermemişler midir? Bu durum da merak edilen bir konudur.
Şundan da eminiz ki, bütün bu olumsuzluklara ve olumsuz örneklere rağmen ülkemiz ayakta duruyorsa bunun sebebi de sürekli olumsuz fikirler geliştirenler yerine yine iyilerin iyiliği sayesindedir.