Milletvekili adayları,
Siyasi parti temsilcileri,
Siyasi parti yönetim kurulu,
Partilere bağlı meclis üyeleri,
Emekli siyasetçiler,
Ve partidaşlar!!!
Herkes herkese seçim sonucuna dair sorular yöneltiyor karşılığında yanıt bekliyor.
Herkes herkesten bir şeyler öğrenmek istiyor ama kendi fikri ışığında, duyguları doğrultusunda yanıt bekliyor.
Ama herkesin aklında aslında bir tahmin var ve karşısındakinden tasdikleyecek bir yanıt bekliyor.
Ve geldiğimiz noktada sonuç nedir diye bakıyorum, saha mükemmel, seçmen teveccühte sınırsız, mutluyuz, umutluyuz!
Konuştuğum siyasetçilere de söylüyorum, ‘Herkes umutlu, herkes kazanıyor, kim kaybedecek’
Ya da herkes hakkına çoktan razı mı?
Ya da bir şekilde gündem oluşturmak, algısal operasyonla yol yürümek mi amaç?
VATANDAŞ GELENE AĞAM GİDENE…
Bir kere şunu çok iyi analiz etmek ve kabullenmek zorundayız;
Yozgat seçmeni zekidir.
Hassas terazide değerlendirir, ölçer, tartar.
Bir bakış, bazen bir telefon görüşmesi, ya da tokalaşma.
Hiç tahmin edemeyeceğiniz kriterlerle siyaseti ve siyasetçiyi masaya yatırır.
Gözlerine bakar kalbini görür.
An gelir Nuh dediğine Peygamber demez,
An gelir, tam tersi bir kararla makam sahibini tepetaklak eder.
Sanatsal bakar mesela.
Detayları ile değerlendirdiği gibi görünen yönleri ile de hesap eder siyasetçiyi.
Ama her hesabın sonunda bir gerçekle karşılaşırsınız;
Kolay konuşmaz, eleştirmez, hayırlı olsun der, sırtını sıvazlar, koluna girer, baş üstüne yer verir.
Ta ki sandık önüne gelinceye kadar.
Bir karar anı vardır, o karar anı sandık zamanı değil çoktan verilmişti.
Şu sıra siyasetçilerin tamamı ‘ben iyiyim’ modunda.
Kimse vatandaşın moduna tam anlamıyla mercek tutmuyor.
Çok yönlü bakmıyor mevzua.
Tek yönden değerlendiriyor.
Sanıyor ki, şipşak ziyaretler, şipşak söylemler, şipşak buluşmalarla bu iş olacak!
Neyse şimdilik herkes kazanıyor, bakalım neresinden bakıyormuş seçmene zaman gösterecek!