Hep yakınırız. Geçmişimiz hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızı da dile getiririz. Yakın geçmişimiz hakkında ise o kadar çok ve karmaşık bilgiler piyasaya sürülmektedir ki hangi bilgi doğru, hangi bilgi yanlış ve hatta hangi bilgi gri propaganda mahsulü anlamakta her zaman güçlük çekeriz. Bu yüzden havada dolaşan bilgilerin yanı sıra birinci kaynaklardan bilgi edinmek her zaman önemli olmuştur.Tarihe ve tarihi kaynaklara bakmadan önümüze gelen bilgilerin doğruluğu konusunda karar verme imkânımız elbette çok kısıtlı olacak ve tarihi gerçeklerimize uymayan bazı konularında bilerek veya bilmeyerek bir ön kabul içine girdiğimiz de bir başka gerçeğimizdir.Millî mücadeleyi yaşadığımız yıllarda kim ne yapmış, devlet neler yapmış nasıl tedbirler düşünmüş. Hazırlamakta olduğum Memleketin hali ve ahvali nedir konusunun cevaplandırılacağı bir yazının giriş bölümünü aktarıyorum.   Kısmet olursa daha sonraki bir yazımızda konuyu daha geniş bir şekilde okuyucularıma aktarmayı düşünüyorum.**“Memleketin umumi manzarası:30 Ekim 1918 Tarihinde Mondros mütarekesinin imzalanmasının ardından memleketin umumi manzara aşağı yukarı şöyleydi. Yer yer çeşitli cemiyetler kurulmuştu.Boğazlar mıntıkası, Trakya bölgesi ile Batı Anadolu’yu Yunanistan’a ilhak etmek gayesi güden “Mavri Mira” cemiyeti.Sinop’tan Batum’a kadar olan Doğu Karadeniz sahillerinde bir Rum Pontus devleti kurmak gayesi güden “Rum Pontus” cemiyeti.Doğu Anadolu’da Erzurum’u da içine alan bir Ermeni devleti kurmayı gaye edinen “Hınçak Cemiyeti”.Güneydoğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurmak isteyen “Kürt Teali Cemiyeti”.Konya ve havalisinde bir İslam devleti kurmak isteyen “İslam Teali Cemiyeti”.İngilizlere sevgi ve muhabbet besleyen, onlardan merhamet dilenerek bir Türk Devleti kurmak isteyenlerin tesis ettikleri “İngiliz Muhipler Cemiyeti”              Bunların dışında bir de çeşitli bölgelerde meydana gelen işgallere karşı kurulmuş olan milli cemiyetler de vardı. Türk toplumu içten gelen iştiyakla Milli bir direniş göstermişlerdi.Trakya’yı Yunanistan’a vermemek için burada mahalli bir Türk devleti kurmak gayesi takip eden “Trakya Paşaeli Cemiyeti”.Yunan işgalini tanımamak, İzmir’i Yunanistan’a vermemek isteyenlerin kurdukları “Redd-i İlhak Cemiyeti”.Doğu Karadeniz sahillerinde Rum Pontus cemiyetine karşı 12 Şubat 1919 da tesis edilen “Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti”.Doğu Anadolu’da Hınçak cemiyetinin emellerine karşı 4 Aralık 1918 de kurulan “Vilayat-ı Şarkiye-i Müdafa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti” kurulmuştu.Lakin işin garip tarafı, bu milli cemiyetler işgal teşebbüslerinde bulunan düşmanlarla amansız bir mücadeleye girişmişken aynı zamanda da birbirleri ile de mücadele ediyorlardı.”**Görüldüğü gibi ülke yer yer işgal girişimiyle karşı karşıya iken devleti ve milleti düşünen pek çok insan düşmanlara karşı mücadeleye başlamış bulunuyorlardı. Fakat bu mücadele hem yer yer ve hem de dağınık bir vaziyette idi. Bu dağınıklığı milletini seven o günkü aydınlar endişe ile karşılarken, Osmanlı başkentinde bulunan devlet erkanı ve Padişah ta aynı endişeyi taşıyorlardı. Netice itibariyle bu dağınıklığı giderme yolunda da adımlar atılıyordu.Kısmet olursa konuyu içeren uzun bir yazıyı daha sonra sizlere takdim edeceğim.**