Hayatı doludizgin sürdük karanlıklara,
Süveydâlar, simsiyah geceden daha kara,
Yâ Rabbî! İmdâd eyle bilcümle günâhkâra,
Gâfiliz, isyankârız; kulluktan atma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..
Nefs atı şâha kalkmış, biz âmâde olmuşuz,
Ölümsüz sevdâlardan hep âzâde olmuşuz,
Gönüller çöle dönmüş, nefse bâde olmuşuz,
İsm-i Âzam aşkına, yâ Rab ağlatma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..
Anlamadık bir türlü hayâtın gâyesini,
Bin parçaya ayırdık kul olma pâyesini,
Hebâ ettik Allah’ım ömür sermâyesini,
Kor düştü içimize, ateşe atma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..
Haddimizi aşsak da, rahmetten ümitvârız,
“Vahşî”yi “yahşi” eden âyetten ümitvârız,
Sen “Rahmân”sın, “Rahîm”sin; nusretten ümitvârız,
Affetmek şânındandır, ye’se uğratma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..
Divâneye döneriz inâyetin olmasa,
Kaybederiz Mahşer’de mağfiretin olmasa,
Biz neyleriz yâ “Gaffâr”, merhametin olmasa;
Lütfeyle “Lütf-i Kadîm”, kara bağlatma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..
Ateşlere yaslanan geceye hitâm olsun,
“Gül” yüzlü şafaklara Güneş’ten selâm olsun,
Affet bizi yâ Rabbî, “Yâr ile bayram” olsun,
Hüsrâna uğrayanlar safına katma bizi;
Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi!..