OCAK HATIRALARIM (47)
“OCAK HATIRALARIM” konusuna kaldığımız yerden devam ediyorum.
Aşağıda okuyacağınız yazıyı Yozgat şartlarında 1992 yılında yazmış ve Türk Ocakları salonunda Ocaklılara aktarmıştım.
O günkü hassasiyetlerimizle bu günkü hassasiyetlerimiz arasında görüleceği gibi bir fark yoktur. O günlerde ne düşünmüş ne demişsek bugün de aynı hassasiyetle düşüncelerimizi aktarmaya devam ediyoruz. Yine görülecektir ki bizim görüş ve düşüncelerimiz tamamen milli hassasiyetle dile getirilmiş görüş ve düşüncelerdir.
Açıklama-yorum
Konu: Türk Ocakları
Hazırlayan: Kenan Eroğlu
Tarih: 1992 yılı son ayları.
Yer: Türk Ocakları
“Türk Ocakları
1911 Yılında, İstanbul’da İdealist-Milliyetçi bir gurup tıbbiyeli genç tarafından düşünülüp tasarlanmış ve 1912 yılında devrinin önde gelen ilim ve fikir adamı tarafından kurulmuştur.
Türk Milliyetçiliğini temel görüş olarak kabul etti.
Türk Milletinin birliği, beraberliği, kalkınması, güçlenmesi, milli kültürün yayılıp yüceltilmesi için büyük gayretler sarf etti.
Çanakkale savaşında 70.000 üyesini şehid verdi.
Türk Ocakları kurulduğu günden beri bir feragat ve fedakârlık anlayışı üzerine bina ettiği “Milli Ülkü”ler etrafında, milletimizin fertlerini aydınlatmağa, birleştirmeye çalışmış bir “Mektep”tir. Seksen yıllık tarihinde Ocağın değişmez prensibi “Yüce Türk Milletine Hizmet” olmuştur.
Kamu Yararına Çalışır Dernek” statüsünü 15.05.1954 tarihinde aldı.
Kurucular arasında: Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Ziya Gökalp, Yahya Kemal Beyatlı, Ferid Tek, Ömer Seyfettin gibi isimler vardır.
Şimdiki yöneticiler ise:
Umumi reis : Prof. Dr. Orhan Düzgüneş (Ülkü-Bir Gnl. Başkanı.)
Umumi reis yard. : Alaaddin Korkmaz
Umumi Kâtip : Prof. Dr. Orhan Kavunu
Umumi Muhasip : Mehmet Şandır
Üye : Necati Gültekin
Üye : Yücel Hacaloğlu
Üye : Ramiz Ongun
Üye : Sadi Somuncupğlu
Üye : Kerim Ünal
Murakabe heyeti:
-Fuat Çapanoğlu
-Prof. Dr. Celal Er
-Doç. Dr. Alemdar Yalçın
Hars Heyeti:
Prof. Dr. Şakir Akça
Prof. Dr. Hayrani Altıntaş
Prof. Dr. Ahad Andican
Yavuz Bülent Bakiler
Prof. Dr. Emin Bilgiç
Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay
Prof. Dr. Rasih Demirci
Prof. Dr. Kazım Yaşar Kopraman
Prof. Dr. İskender Öksüz
Prof. Dr. Necmettin Sefercioğlu
Prof. Dr. Bahaddin Yediyıldız
Galip Erdem
Nurettin Gürgür
Acar Okan
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun
Prof. Dr. Mustafa Kafalı
Prof. Dr. Şaban Karataş
Nevzat Kösoğlu
Ali Naili Erdem
Muzaffer Özdağ
BİRLİK VE
BERABELİK:
-Milletimiz için bir ve beraber olmalıyız
-Milletimize hizmet için birlik içinde olmalıyız.
-Birlikten kuvvet doğar.
-Birlikte dirlik vardır.
-Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
-Milli Ülküler için birlik olmalı.
-Birbirimizi tanımalı, sevmeliyiz.
-Etkili olmak için birlik olmalıyız.
-Hep omuzlarımıza basılıyor.
-Tek tek onun bunun oyuncağı oluyoruz.
-Tek tek kırılıyoruz.
-Kenetlenmeliyiz.
-Milli vicdanı temsil eden bir muhit olmalıyız.
-Yozgat’ımız için bir ve beraber olmalıyız.
-Türk Milliyetçiliğinin Yozgat’ta güçlenmesi için bir arada olmalıyız.
-Türk Ocağını bu düşüncelerinde desteklemelisiniz.
DEVAMI YARIN

-Dün muhtelif Ocak’larda aktif görevlerde bulundunuz, bu gün ne değişti?

-Milliyetçilik bitti mi? 12 Eylül’e kadar mı Milliyetçi idik.

-Ülkümüz 12 Eylül’e kadar mıydı? Ne oldu, ne değişti?

-Milletimizi sevmenin, milletimiz için çalışmanın yeri ve zamanı mı var?

-“ Delinse yer, çökse gök, yansa kül olsa dört yan.

Yüce Ülkü’ye doğru yine yürürüz yayan” diyorduk.

-Ne oldu?

Türk Ocağı;

Milletimiz öncüler bekliyor.

Ona yol gösterecek, gözüne ışık olacak insanlar daha ne kadar gaflet uykusunda yatacaklar.

Milletimizin sıradağlar gibi bekleyen problemleri var.

Türk Ocağı işte bunun için vardır. Ve var olmalı.

Türk Ocağı Yozgat’ta 1989 yılında kuruldu.

Kurucuları, yöneticileri kendilerini ispatlamış kişiler.

Kurucuları ve yöneticileri Türk İslam davasına inanmış Türk Milliyetçileridir.

Dün; Ülküm, Ülkücü İşçiler, Ülkü-bir, Ülkü Ocakları vardı, Bu gün Türk ocakları var.

Bize göre değişen bir şey yok. Dün ne isek bu gün de öyleyiz.

Dün inandıklarımız, bu gün de inandıklarımızdır.

Dün savunduklarımız, bu gün de savunduklarımızdır.

Dün karşı olduklarımız bu gün de karşı olduklarımızdır.

Dünkü gaflet bu gün de aynı gaflettir.

Dün yollar yürümekle aşınmaz diyenler, bu gün dağlar yürümekle aşınmaz zihniyetindedirler.

Değişen tek şey dünkü tecrübelerdir.

Ocak günlük kısır politikaların dışında kalmaya çalışıyor.

Kısır siyaset fayda getirmiyor.

Günlük siyaset bölünmelere sebep oluyor.

Günlük siyasetler değişebilir, Memleket meseleleri, milli meseleler uzun vadede değişmiyor.

Türk Milliyetçiliği hareketi kesintisiz devam ediyor.

Ama şu şekilde, Ama bu şekilde.

Ama şurada, ama burada.

Bu gün bir takım fikri problemler var gibi görünüyor. Esasta bir problem yok.

12 Eylül’le birlikte dirlik ve düzenimiz dağıldı. Ama Türk Milliyetçiliği devam etti.

İnsanlarımız eskisi gibi aktif milliyetçilikle uğraşmıyor.

Peki, genç insanlarımız nasıl milli şuur sahibi olacaklar. Nasıl milletini sevecek, nasıl dinini, milliyetini öğrenecek. Selçuklu’yu, Osmanlı’yı nereden, nasıl öğrenecek. Bu gayrı milli yapıdan nasıl Milli Şuur sahibi insanlar çıkacak?

İnsanlarımıza Milli Şuur ve gururlar aşılanmalı.

Bunun için birlik olmalıyız.

Bundan dolayı bir arada bulunmalıyız.

Yıkıcı, bölücü, nifak sokucu, ayrılığa sebep olucu fikir ve düşünceler ne kadar masumane olursa olsun asla ve asla itibar etmemeliyiz.

Şeytanın 40 türlü hilesi olduğu asla ve asla unutulmamalı.

…….

Bizim siyasi görüş ve düşüncelerimiz bellidir.

Bir fikir ve mefkûre ve sıcak bir muhit olan Türk Ocağı buluşma yerimiz olmalıdır. Milletimize hizmet için var olan Türk Ocağına yardımcı olmak, desteklemek her Türk’ün en önemli görevidir.

Ne mutlu ki Ocağımız; Ülkemizin en seçkin fikir ve ilim adamlarını Yozgat’ımıza davet ederek sohbet toplantıları yapmış, milletimize hizmet yolunu açmıştır.

Milletimize hizmet yolunda zerre kadar gayret sarf edenlerden Allah razı olsun.

Zerre kadar gayret sarf ettiysek ne mutlu bize.”