Hayırsever olmak, yeryüzünde yaratılmışın en yücesi olan insanı sevmekten geçer. İnsanı seven gördüğümüz görmediğimiz, aklımızın aldığı almadığı her şeyin yaratıcısı Allah’a olan sevgi ile beslenir.
(Bir Reklam: Önümüzdeki günler Çamlık Medya olarak ‘Hayırlı Yozgatlılar’ başlığı altında Yozgat’a, dolayısı ile Yozgatlılar’a Yozgat içinden ve dışından hayrı dokunan hemşehrilerimizin hikayeleri ile karşınızda olacağız. Çok kıymetli bir çalışma olacağını umut ediyor, desteklerinizi bekliyoruz.)
Hayırsever kimliği ile tanıdığımız İş insanı Sayın Bilal Şahin ve ailesi, hayırseverlik noktasında tanınan, neredeyse her Yozgatlı’ya bir şekilde hayırlı dokunuş yapmış değer.
Bilal Bey, evladı Şevket Şahin’in vefatı ile bu dünyadaki en büyük imtihanlardan bir tanesini yaşadı. Bu vesile ile Merhum Şevket Şahin ve tüm geçmişlerimize rahmet diyelim.
Meslek hayatımın ilk gününden bu tarafa hayırseverlikleri ile tanıdığım Bilal Bey ve ailesini.
Oğulları Osman Şahin ve merhum Şevket Şahin’in Yozgatlılar’ın rızkına vesile olma ve memleketin hayrına ortaya koydukları gayrete bir Yozgatlı olarak teşekkür etmek istiyorum.
Merhum Şevket Şahin, özellikle sorumluluğunda bulunan Yozgat Kraft Torba Fabrikasında kısa sürede çok kıymetli işler yaptı. Özellikle fabrikanın gelişmesi ve istihdamın artırılması noktasında verimli çalışmalar hayata geçirdi.
İnsanlar fabrika kapanır diye düşünürken aksine üretimin artırılması, çalışanların daha sağlıklı ve haklarını aldığı ortamda istihdam edilmesi adına elinden geleni yaptı. İstanbul’da Osman Şahin yönetimindeki fabrikada var olan kurumsal sistemi Yozgat’a taşıdı.
Tanımaktan mutlu olduğum bir ağabeydi, vefatını derin bir üzüntü ile karşıladığımı belirtmek istiyorum.
Bir baba olarak Bilal Şahin Bey’e, ağabeyi Osman Bey’e, merhumun oğlu Bilal kardeşime ve tüm ailes eşrafına sabırlar diliyor, Yozgat’a olan sevgileri ve hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Dilerim hizmetleri geçmişlerine de rahmet olur.
MEMLEKET HAVASI
Dünyamız bir anda soğuk, bir anda sellere mahkum bir anda çok sıcak olabiliyor.
Kısa bir süre önce varlığını hissettirmeye başlayan yaz mevsimi çok sıcak günlerini yaşatıyor insanoğluna.
Özellikle deniz kenarları ve beton kaplama büyük şehirler yaz sıcaklarını zirvede yaşıyor. Sıcak yanında nemle birleştiğinde insanları nefes alamaz hale getiriyor.
Peki Yozgat!
Yozgat’ın havası yayla.
Temmuz bitmek üzere ama akşamları balkonda ya da bahçede üşüyebiliyorsunuz.
Gün içinde hava ne kadar sıcak olursa olsun küçük bir gölge, apartman boşlukları, kuzeye bakan evler doğal klima.
Şuan ismini hatırlayamadığım Yozgatlı bilim adamı yıllar önce hemşehrilerine hitaben yaptığı konuşmasında, “Havanızın kıymetini bilin. Antalya’da bizler nemden adeta çürüyoruz. Yozgat’ın havasını satacaksınız ileride. Yayla havası insan ömrüne ömür katıyor” demişti.
Bu gün sanki tam da o günleri yaşıyoruz değil mi?
Havanızın kıymetini bilin, özellikle de bu günlerde varsa uzaklarda tanıdıklarınız bol bol hava atın onlar da gelsinler.
PAZARLAYAMADIĞIMIZ ŞEHİR YOZGAT
Yozgat’ı pazarlayamıyoruz.
Ne yaparsak yapalım sanki gizli bir el yapılan tüm reklamların tersine çalışıyor arkadaş.
20 yıldır basın yayın sektörünün içindeyim, bırakın Yozgat’ı tarihi Roma Hamamı’nı duyuramamışız. Binlerce haber, görüntü, organizasyon, devlet eliyle yapılan işler.
Nerede eksik kalıyoruz.
Sadece basın yayın, kültür müdürlüğü, valilik ya da ilgili kurumlar yeterli gelmiyor mu?
Esnaf bu işin neresinde?
Restoran sahipleri, dolmuş şoförleri, büfeler, sarraflar…
Say sayabilirseniz!
Peki ya işin gizemi?
O da ne mi?
Bunun üzerine önümüzdeki günlerde konuşacağız.