Biraz araştırdım, baktım; kimler siyaset ve siyasetçi neler söylemiş.
Birkaçını birlikte okuyalım isterseniz:
"Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır." - Andre Malraux
"Her taşın altında pusuya yatmış bir politikacı var." - Aristophanes
"Politika, toplumun en yüksek sanatıdır." - Bismarck
"Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir." - Charles De Gaulle
"Her ülke layık olduğu hükümeti alır." - Aristoteles
Her ülke layık olduğu gibi yönetilir sözüyle detaylandıralım bugünkü sohbetimizi. Bizler, seçmenler olarak gerçekten istediğimizi seçiyor muyuz, yoksa her şey bize sunulanı seçme mecburiyetinden ibaret mi?
Biz bize sunulanı seçme mecburiyetinde olduğumuzdan mıdır layık olduğumuz yönetim şekli?
Adayı da seçme şansımız olsaydı, işte o takdirde başımıza geleni gerçek manada hak etmiş, yani hak edildiği gibi yönetilen millet olmuş olurduk, değil mi?
İşin edebiyat kısmı bu şekilde, gelelim gerçeklere; yarın seçim var!
Belediye gibi, devletin biz vatandaşlara en yakın yüzü olan belediyeleri yönetecek başkan ve kadrolarını seçeceğiz. Seçim sürecine baktığımızda, seçimden çok futbol takımı fanatikliğinde geçti propaganda süreci.
Bir önceki seçimde olduğu gibi birbirimizi çok fazla ayrıştırdık, kutuplaştık, hasım gibi görmeye başladık.
1 Nisan sabahı, bizi ayıran siyasi parti logolarının tamamı sihirbazın değneği değmişçesine yok olacak. Ve biz, aynaya baktığımızda yine kendimizle baş başa kalacağız. Bir gerçekle yüzleşmek bu kadar basit olmalı...
Nedenlerin yanıtını birlikte bulacağız 24 saat sonra! Son virajda sandık başına gideceğiz peki, kime oy verelim?
Kime oy verirseniz verin, kendinize benzeyene, vicdanını görebildiğiniz, hak ve hakkaniyet kavramlarına sahip çıkacak ve ehil; yani liyakatli insanlara oy verin.
Bir müddet siyasi partiyi, logoyu unutun. İnsana odaklanın ve düşünün; benim adayım koltuğa mı güç verir, koltuktan mı güç alır!
Ve seçmen olduğunuzu unutmayın, lütfen!
Siz kendinizi, varlığınızı, yetkinizi unutursanız, oy verdikleriniz de sizi çok çabuk unutur. Ve hatırlamaları için bir seçim sürecinin daha gelmesini beklersiniz!
Belediye başkanı 'şehrül emin' sıfatı ile bilinir! Her türlü emin olunan, bir şehrin sorumluluğunu alabilecek, yarınlarını inşa edebilecek, en azından o gayretle çalışacak kişilere verilen çok kıymetli bir vasıf, şehrül eminlik.
Son virajda, öncelikle sükunet ve kardeşlik içinde; kullanılmayan, piyon olmayan bir seçmen olarak, bir seçim olsun.
Ve sandıktan Yozgat çıksın, kazanan Yozgatlı olsun!
Ben, sen, kişiler değil Yozgat’ın topyekun kazandığı bir seçim.
Zor değil, inanın buna!
Kalbinizin sesini dinleyin en doğru tercihle şehri emanet edeceğiniz ehil insanlar için sandığa gidin.
Seçimlerin Yozgat’ımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Unutmayın seçtiğimiz her yönetici ülkemizin gelişiminde söz sahibi olan, etkisi, yetkisi bulunan insan demek!