Zaman zaman söz dönüp dolaşıp buraya geliyor.
Neden böyle oluyor demeyi inanın çok isterdim ancak nedeni belli.
Belki alışalı gelmiş olacak belki klasik belki de aman sen de diyeceksiniz.
Ama öyle…
Yozgat için banane demeden önce bananelerin muhatabında bir gün olacağımızı hiç ama hiç düşünmüyoruz.
Ta ki, banane diyeceğiniz olayla muhatap oluncaya kadar.
Bu kez de dün aynı safta yer aldığınız bananeciler çıkıyor karşınıza.
Hadi diyorsunuz, ses verin, güç verin, hiç olmaz ise yolunuz belli olsun.
Tık yok…
Sebep, dün siz de o saftaydınız.
Hülasa, gün geliyor her Yozgatlı bir şekilde ‘banane’ demenin bedelini, yalnız kalarak ödüyor.
Mağduriyet, sorun, problem gibi durumlarda yalnız kalmak.
Bireysel algılamayın lütfen, memleket adına sorun ve problemlere bakın.
Dün ayak üstü sohbet ettiğim bir büyüğüm Çorum olayını sordu. Çorum il başkanının Yozgat’a yapılan yatırımı kullanmak istemiyoruz sözünün yanlışlığından dem vurdu ve; “Bakıyorum haber paylaşımının altına herkes okuyor ama bir yorum atmıyor” dedi.
Olayın bizi ilgilendiren tarafı nedir basın mensupları olarak Yozgat adına yanlışı dile getirmek.
O yanlışa bir şekilde demokratik tepkiyi koyması gereken cemiyetler, kurum, kişi ve kitleler susarsa ona da yapacak çok fazla sözünüz olmuyor.
Çorum mevzu aslında bananeciliğimizin devede kulak kısmı.
Öylesine önemli konularda duyarsız ve uzaktan bakan oluyoruz ki.
Zaman zuhur edip mağdur, ya da mağduriyet karşısında ses yükselttiğiniz de ise aynı senaryo ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
Yozgat’ta sürekli dönüp dolaşan kısır çekişmenin ta kendisi aslına bakarsanız bu durum.
Değişir mi, evet…
Yozgat adına hiçbir mevzuda olumsuz bakmak, karanlık görmek istemiyorum.
Ancak bunun için ciddi anlamda mücadele şart.
O mücadeleyi nasıl yaparız.
Sanırım karınca misali Yozgat adına safları belli ederek, yolu çizerek.
Onun dışında Yozgat adına ortaya koyduğumuz her banane aslında günü geldiğinde en acı şekilde ödemek zorunda kalacağımız faturanın ta kendisidir.