Yıllarca eleştirdik.
Yerden yere vurduk…
Arabaşı sofrasında bir araya gelmekten başka iş yapmıyorlar dedik.
Bizim için sıradan, öylesine, alelade, vakit geçirmek için yapılan, keyfe keder buluşmalar olarak gördük.
Yakından göremediğimiz ‘biz’i uzaktan nasıl olduysa gördük ve beğenmedik arabaşı buluşmalarını.
* * *
Mesleğim gereği bir Yozgatlı olarak elimden geldiğince gerek Ankara gerekse İstanbul’da bir araya gelen dernekleri, federasyonları takip etmeye gayret ettim.
Dinlediklerimiz, izlediklerimiz ya da gördüğümüz fotoğraflar üzerinden yorum yaptık.
İçinde olmadan, görmeden, bir şekilde oluşan birlikteliğin arkasında verilen gayrete çok da önem vermeden acımasız eleştiriler yaptık.
Hiç olmaz ise arabaşı sofrasında bir olup, aynı çorbaya kaşık salladığımız gerçeğini görmezden geldik.
O kısma çok da bakmadık.
* * *
Geçtiğimiz haftalarda hafta sonu Ankara ziyaretim oldu. Bir vesile ile Ankara Yozgatlılar Federasyonu’nu ziyaret ettim.
O gün de Baltasarılar Derneği’nin arabaşı programı vardı.
Hem dernek başkanı hem Federasyon Başkanı Ahmet Koç’la federasyon faaliyetleri hakkında konuşma imkanımız oldu.
Kısa süreli de olsa sohbetimizde bir kez daha aslında o arabaşı sofralarının dünden bugüne oluşan birlikteliklerin vesilesi olduğunu.
Başkan Ahmet Koç, Kasım ayında başlayıp Nisan ayına kadar federasyon binasında neredeyse her gece bir derneğin etkinlik gerçekleştirdiğini söyledi.
Kimilerine göre sıradan arabaşı buluşması olsa da aslında yok olmaya yüz tutmuş istişare kültürünün de temelini oluşturan köy odası geleneğinin de ta kendisi.
Biz Yozgatlılara istişare kültürünü giderek kaybetmiş olmanın neden olduğu kopukluğu yaşamıyor muyuz?
O halde bizim önce bize ihtiyacımız var.
Ve maalesef bir arada olmadan da hiçbir şey olmuyor.
Yozgatlılar’ın arabaşı muhabbetini öylesine, alelade, içi boş etkinlik olarak görenlere özellikle şunu söylemek istiyorum; bir vesile, sebep gerekse bir arada gelmeye bırakın onu adı arabaşı olsun.