Meslek hayatım boyunca her fırsatta Yozgat siyaseti adına şu gerçeği dile getirmeye çalıştım:
- Türkiye’nin Ankara’sında siyaset yapsanız da o siyaseti Yozgat’a uygulayamazsınız.
Misal:
Bir CHP Genel Başkanının söylemini Yozgat’ta bir il başkanı sürekli dile getirip, karşı siyasi görüşlere sürekli olarak o söylemler çerçevesinde yaklaşır ve yerel siyasetten uzaklaşırsa,
Bir AK Parti İl Başkanı ya da Yozgat Milletvekili partisinin sadece Ankara’da ya da ulusal platformda dile getirdiği siyasi söylemler üzerinden memleketinde siyaset yapmaya çalışırsa,
(Bir MHP’li, İYİ Partili diye siz örnekleri çoğalta bilirsiniz)
O siyaset batmaya, deforme olmaya, seçmeninden uzaklaşmaya, topraklarının değerlerinden soyutlanmaya başlayacaktır.
Halk adamı profili ile girdiğiniz siyaset sahnesinde, önce hormonlu, tadı tuzu olmayan daha sonra tabandan kopan, yıpranmak dahil pek çok yontulma evrelerinden geçen ve sonunda siyaset tarihinin tozlu raflarına kaldırılan siyasetçi olursunuz.
Sözün en net ifadesi; Ankara siyasetini Yozgat’ta dillendiremez uygulayamazsınız.
Makamınız bakan, milletvekili… ne olursa olsun Yozgat’ta Ankara siyaseti sizi ayrıştırıcı pozisyona düşürür.
Elbette ki parti misyon ve vizyonu denilen söylemleri ile memleket ahvaline dair söylem ve eleştiriler olacaktır.
Mühim olan kantarın topuzunu genel başkanların söylemi üzerinden serbest bırakmamak, gelişi güzel sağa sola savurmamaktır.
* * *
Pazar günü Yozgat’ta Cumhuriyet Halk Partisi’nin 37. Olağan İl Kongresi vardı. Tek aday olarak kongrede yer alan ve güven tazeleyen Sayın Abdullah Yaşar’a başarılar diliyorum.
Ve yeni döneminde başta CHP’nin Kıymetli Milletvekili Ali Keven olmak üzere, il başkanı Abdullah Yaşar, Çayıralan Belediye Başkanı Ömer Codar gibi isimler üzerinden bir gerçeği dile getirmek istiyorum.
İşte bu isimler ve dahi şu an ismini zikredemediğim daha pek çok kıymetli Cumhuriyet Halk Partili, Yozgat’ta Ankara siyaseti değil, Yozgat siyaseti uygulayan siyasetçiler oldular.
Ankara, yani parti genel merkezinin ulusal siyasi politikasının genel merkezler siyaseti üzerinden yürüttüğü politikalar yerine yerelde halkı sorun, talep, beklentileri üzerine kurguladıkları samimi siyasetle gönüllerde yer almayı başardılar.
Yozgat’ta CHP’yi ve CHP’liliği insanlara sevdirdiler desem abartmış olmam.
Aslında bu durum Sayın Keven, Yaşar, Codar gibi CHP’nin aktör isimlerinin bizatihi halktan olduklarının da genele yani tabana yansımasına etken oldu.
Yani partililerinin il başkanı, milletvekili, belediye başkanı değil halkı parti farkı gözetmeksizin kucaklayan CHP’liler olmalarını sağladı.
Yozgat’a CHP’yi sevdirdiler,
Yozgat’ta CHP’liliğin alışılagelmiş, ya da daha farklı bir ifade ile yıllarca kamuoyunda yer alan “çarşı her şeye karşı” profilinin dışında “doğruya doğru” “yanlışa yandaşı da olsa yanlış” diyebilen bir CHP modeli oluşturdular.
Bu durum sadece CHP için mi geçerli, asla.
Maalesef siyasi partilerde “benin yanlışım en doğru yanlış” anlayışı var.
Geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi bazı ziyaret ve programlara katılmak üzere bulunduğum Bursa’da, yemek masasında CHP’li bir belediye meclisi üyesi ile bir araya geldim. Ortak dostlarımız vasıtası ile oluşan buluşmada CHP’li meclis üyesinin 2007 yılına kadar aslında AK Partili olduğu hatta aktif görev aldığını öğrenince çok şaşırdım.
“Ben CHP’liyim ama belediye meclisinde partimin de yanlışına yanlış diyen ret oyu veren, milletten yana siyaset yürüten bir CHP’liyim” dedi.
Sözü bitmeden orada bir çırpıda Yozgat’taki CHP’yi yani Sayın Ali Keven’i, Abdullah Yaşar’ı, Ömer Codar’ı örnek gösterdim, yalnız değilsiniz dedim.
Aslında bu ne CHP’lilik, ne AK Partililik ne de MHP’lilik…
Bunun adı halk adına hakkaniyetli siyasetçilik değil mi dostlar?
Mesleğimde de mümkün olduğunca Ankara’nın ayrıştırıcı siyasetini değil Yozgat’ın birleştirici siyasetini savundum, bundan sonra da savunmaya devam edeceğim.
İl kongresini tamamlayarak büyük kurultay sürecine dahil olan Sayın Abdullah Yaşar nezdinde kongrenin hayırlı olmasını diliyor, halk için hakkaniyetli siyasetlerinden ötürü tebrik ediyorum.
Son söz şu olsun: bir tane Yozgat-bir tane Yozgatlılık var. Onu da arka plana atarsak bizi bizden başkası kabul etmez söyeleyeyim.