- Bakmayın İstanbul’da yaşadığımıza hemşerim. Biz gurbeti her an içimizde yaşıyoruz buralarda. Bizim yüzümüz her daim Yozgat’a dönük.
Yozgat sevdalısı çok kıymetli bir büyüğümüze ait bir söz.
Yıllar yıllar önce hasbelkader bir şekilde memleketinden gitmiş, gitmek zorunda kalmış; parayı, makamı, ihtişamı kazanmış ama buldukları kaybettiklerini unutmasına sebep olmamış.
Buldukları tamam da kaybettikleri ne ola ki…
Anadan, babadan, kardeşten, akrabadan, toprak kokulu ocaktan, memleket havasından, pınarının suyundan…
Her biri telafisi olmayan kayıplar.
Her biri geri dönüşü olmayan yaşanamamışlıklar.
Bir şekilde bu dünya hayatı gurbeti kadere yazdığı vakit, gönlün arzuladıkları da birer birer kaybolup gitmiş.
Gurbet türküleri durduk yere, masa başında şairin kaleminden çıkmış kafiyeli ifadeler mi?
Asla…
Her biri gurbeti yüreğinde bir kor misali her gün yanarcasına yaşayanların yüreğinden dökülenlerin ifade şekli.
Eve indim dertli dertli
Evim benden kasavetli
Kapı ki'tli, baca ki'tli
Köyüm eski köyüm değil
Ne desem boş, vade yetmiş
Büyük anam ölüp gitmiş
O gidince, o gidince bu ev bitmiş
Köyüm eski köyüm değil
Ipıssızdı terek, bucak
Pas tutmuştu balta, nacak
Susuz güğüm, külsüz ocak
Köyüm eski köyüm değil

Gurbeti mecburiyetle ölçüsünde mesken tutmuş hemşerilerimizin memleket hasretlerinde buluyorum çoğu zaman kendimi.
Özellikle rüştünü ispat etmiş, duruşu, varlığı bakımından ülkenin marka isimleri haline gelmiş Yozgatlılar’ın Yozgatlılıklarını hasretle arıyor ve anıyor olmasını kıymetli buluyorum.
Onlar için ne yapabilirim, ne yapabiliriz noktasında bir gayret, bir mücadele hissi oluşuyor.
Öyle de olmalı değil mi ama.
Vefa denilen duygu, bizlerden yoksun biz ondan yoksun kalır isek asıl kaybı yaşamış oluruz kendi içimizde.
Yüzü Yozgat’a dönmüş, gönlü hasret ateşi ile kor hemşerilerimiz var olsunlar.
Bizi bize yakınlaştıracak en önemli olgu vefa.
Birazcık vefa onlara da bize de çok şey kazandıracak evvela insan olabilme adına.
Son söz yine rahmetli Ozan Arif’ten olsun:
Tarlaları, tapuları
Konakları, yapıları
Kapatmışlar kapıları
Köyüm eski köyüm değil
Arif der ki topu topu
Açık olan yedi kapı
Böyle miydi, böyle miydi eski Hapu?
Köyüm, köyüm eski köyüm değil