Yıllar yılı yaşadığımız şehre gelebilecek yatırımların, hayalini kurduğumuz fabrikaların bir gün ama bir gün şehrimizde de gerçekleşmeği günü bekledik.
Kurulanlar ise bir şekilde yetmiyor, şehrin işsizlik yükünü kaldırmıyordu.
Teşvikle bir zamanlar gelenler de o gün ki yasal boşluklardan da istifade etmiş, kimi fabrikasının temelini atıp kimileri temele dahi lüzum görmeden cebini doldurup gitmişti.
Fabrika hayali kuran şehre teşviklerde kafi gelmiyordu!
Yerel yatırımcının gücü de bir şekilde devasa fabrikalar kurmuyordu, çok ortaklı ama sonu batış olan holdingler de ortaklık kültürünü yok etmişti.
Ne yaparsak yapalım Yozgat fabrikalar şehri olmuyordu.
Acemi askeri birlik gibi yıllanmış hayaller de tüm söylemlere rağmen hayat bulmuyor. (Bana kalsa bu hayali kesinlikle rafa kaldırırım.)
İstemekle olmuyordu vesselam.
Peki takdiri getirecek gayret ne olmalıydı, ya da nerede yanlış yapıyorduk?
HER İŞE FABRİKA GÖZÜYLE BAKMAK
Şehrin yarınlarını kurtaracağını düşündüğümüz fabrikaların ya da acemi er eğitim birliğinin hayalini kurarken evdeki bulgurdan olduk.
Köyler boşaldı, topraklar işlenmez oldu, yaşadığımız diyar mahzunlaştı.
Her konuyu fabrikaya bağlamak bacasından duman çıkan devasa yapıların geleceğimizi kurtaracağına inanmak tek başına ne kadar geçerli bir durum?
Öyle ki Ankara’dan gelen hiçbir yatırım, para ya da girişimi kabul etmeyen, anında refleks veren her şeyi fabrikadan ibaret sayan bir yanımız oluştu.
Ve bu yanımız maalesef fabrika dışındaki eylemlere ‘ne gerek varlar’ ile yaklaşmaya başladı.
Şehrimin pek çok yerinde hizmet veren fabrikalar çalıştıracak elman bulamaz ilken açılacak yeni fabrikalarda kimler çalışacak ya da şehrimizin başı hangi şekilde göğe erecek?
Garip ve de cevap bekleyen soru işaretlerimiz var anlayacağınız.
GELELİM ALTYAPI MESELESİNE
Yozgat fabrikalar için gerekli alt yapıya sahip mi?
Bu soru kimilerine göre gereksiz ve içi boş gelebilir.
Fakat alt yapı meselesini geniş yelpazede almazsanız boşlukta alacağınız yanıtın da anlamı olmaz.
Kurumsal alt yapı,
Yönetimsel alt yapı,
Kamu binalarının fiziki alt yapısı,
Ulaşımdan tutundan da şehrinizin konaklama imkanlarına kadar,
Hatta üniversiteniz…
Çok yönlü bir alt yapı yatırımları da beraberinde getiriyor.
Bizler tarımsal üretim modelini göz ardı ederek sadece ve sadece fabrika ya da sıcak para getireceği umudu ile acemi birliği hayali kurar isek hevesimiz her defasında kursağımızda kalır.
O yüzden alt yapısı olmayan şehirlerin yatırımları çorak toprağa fidan dikmeye beyhude hayallerin peşinden koşar adım gitmeye benziyor.
Yozgat için de maalesef aynı durum söz konusu.
Son yıllarda alt yapının tesisi noktasında çok ciddi adımlar atıldı.
Özellikle yüksek hızlı trenin gelmesi ile önemli bir eksik giderilmiş olacak.
Bir eksikten daha bahsetmek dikkatinizi çekmek istiyorum; fikren de yatırımlara hazır olmak hangi yatırımları isteyeceğimiz hususunda net olmak zorundayız.
Öyle olamaz isek fabrika dışında gelen yatırımları gereksiz, kaynakları ne gerek var olarak görürüz.
Son olarak cevap verecek olursak, alt yapısı olmayan şehrin fabrikası olur mu?
Olur ama her şeyi ama her şeyi tamam etseniz de fikren hazır olmadığınız takdirde kurulan fabrikaların bacası tütmeden söner. Onun içindir ki elde olan daha doğrusu bir şekilde kaybetmeye başladığımız tarımsal üretim modeline sahip çıkarak fikri alt yapıp tesis etmeliyiz ki siyasetin ve bürokrasinin ortaya koyduğu irade ve emek boşa çıkmasın.