Bir kuş olmak isterdim. Kanatlarını açarak rüzgarlara hiç aldırmadan gök yüzünde süzülen bir kuş olmak isterdim. Yağmur ve şimşekle alay edercesine aynı dala yuva yaptığı sevdalısını aramak için yollara çıkan bir kuş olmak isterdim.
Yıllarca sokaklarında koştuğum, okullarında büyüdüğüm, bağrı taşlı ak saçlı anamın dizlerinde yattığım kentimi, Bozok Yaylasını bir kere daha kuş bakışı görmek isterdim.
Önce Cehirlik Bülbül Deresinde sonsuza kadar taşlaşan sevgililere selam verip, Kırıklı'da süvarilerin cirit oyunlarını seyredip, Keltepe'ye doğru uçup, oradan Nohutlu Tepesinde konaklamak ve anılarımda büyüyen muhteşem güzelliği görmek isterdim.
"Bu kentte iki dağ durur
Çamlıkla Nohutlu
Biri üzgün diğeri mağrur
Seninle ben gibi tıpkı" demişti bir ozan. Hiç bir zaman birleşemeyen, aşklarını mahşere bırakan iki sevgilinin hemen yanında birinden diğerine "Sürmeliyi" dinleyerek bakmak isterdim.
Yeniden uçmak isterdim "Bükülüp giden Çamlık Yollarını" yürümeden Beş Çamların üstüne uçmak isterdim. En büyük zevki, gökyüzüne doğru yükselerek bulutlarla öpüşmek olan bu çamlardan Çamlığın tepesine bakıp Ziya'yı aramak isterdim.
"Tek beni öldürün Ziya yaşasın" diyen sevgili büyüğüm Abbas Sayar'ı anıp, Ziya'nın kaderine birlikte göz yaşı dökmek isterdim.
"Bülbülü suladım altın tasınan
Çok günler geçirdim kara yasınan
Ben seni severdim bir havasınan
Havasım koynumda kaldı ağlarım"
Diyerek kavuşamayan sevgililer için ağıt yakardım
Çarşıya iner Büyük Cami avlusunda yem arayan kuşlara çocukluğumu sorardım. Lise Caddesinde yılmadan, usanmadan dolaştığım yollara bakıp, ilk defa göz göze geldiğim sevdalıma yeniden kalp çarpıntısı içinde, elim ayağım titreyerek bakmak isterdim.
Yeniden içeri girmeye cesaret edemezdim ama lisemi uzaktan temaşa ile seyretmek isterdim. Bir sigara yakardım kimseye göstermeden, Saat Kulesine doğru üflemek sonra Çatak Mahallesinde çatal kapılı bir eve doğru yürüyerek ak saçlı anamın dizlerinde yeniden yatmak isterdim. Sonra tekrar kanatlarımı açıp sonsuzluğa doğru uçmak isterdim.
"Sarı çiğdem mor menekşe zamanı
Kaldır dağlar başındaki dumanı
Yine geldi ayrılığın zamanı
Ya ben ağlamayım kimler ağlasın"
Gözleri nemli, yükseklerden uçan bir kuş olup sonsuzluğa uçmak kim bilir ne güzel olurdu.
Erdal Kurumlu