Sultanhamam, Gürün Han’da Şükrü amcam dikiş makinası, babam da battaniye ticareti yapardı. Genelde Anadolu’daki bayilere toptan satış yapılırdı ama ara sıra perakende müşterimiz de olurdu. Yeni bir müşteri vadeli mal almak istediğinde de, tanıdık firmalardan ya da bankalardan ranseyman alınırdı. Bir nevi müşterinin sağlamlığının soruşturması yani.
Bu soruşturmanın sonucu olumlu olmazsa, o müşterinin malı gönderilmez,
senedi parası iade edilirdi.
Bir gün amcamın oraya birisi geldi. Kılık, kıyafet, tavır tam bir esnaf. Sanırsın Un Pazarı’ndan geliyor! Ege şivesiyle makine ayak fiyatı sordu. Amcam cevapladı.
Adam “bir dahaki gelişime inşallah” deyip tam dükkândan çıkacakken amcam önünü kesti.
“Al götür kardeşim, bir dahaki gelişinde ödersin!”
Birbirini ilk defa görmüş, ilk defa karşılaşmış iki kişi arasındaki bu diyalog adamı şaşırttı!
Olacak iş mi, hele de İstanbul’da, tanımadığın bir tüccar sana parasını almadan mal versin!
Ya da tanımadığı bir müşteriye senetsiz sepetsiz, sorup soruşturmadan hangi tüccar mal verir. Aydın çarşısında şapka imalatçısıymış “Şapkacı Nevzat” diye bilinirmiş. ( bizim Şapkacı Abdurrahman İçme gibi…) Yanında getirdiği parasıyla şapkalık kumaş almış, parası azalmış.

Adamın tüm olmazlanmalarına karşın, amcam adını, adresini, siparişini aldı ve adamı gönderdi. Ertesi gün de, siparişini gönderdik.
Yıl içinde birkaç kez ticaret için Anadolu turuna çıkardık. Aydın’daki müşterimiz Kristal mağazasında duyduk, “Şapkacı Nevzat” abinin Şükrü amcam hakkında söylediklerini:
“Isdambıl’da bi dene tüccara ıras geliveedim! Bağa Isdambıl’ı bağışladı…”
Aydın’a her gidişimizde Şapkacı Nevzat abiye uğrar,
tatlı dili, güler yüzüyle ikram ettiği çayını içerdik.
***

Gürün Han’da bizim bulunduğumuz katlarda genelde konfeksiyon, manifatura ve
makinacılar olduğundan tüccarların çoğu birbirini tanırdı.
Bu da müşteri soruşturmasını ( ranseymanı) kolaylaştırırdı.
Bir gün Şükrü amcama konfeksiyoncu bir komşumuz geldi,
Yozgat’dan bir kooperatifin yüklü miktarda takım elbiseyi vadeli almak istediğini söyledi.
Ranseyman için de Erbazlar adını vermişler. “Hemşehrimizdir.” Demişler.
Amcam dedi ki; “Tanımıyorum ama senetlerini ödemedikleri zaman gel, ben öderim!”
Bu kooperatifin önce Sungurlu Caddesinde, sonra Sivas Caddesi Eser Apartmanı girişinde faaliyet gösteren başta kendi üyelerine satış yapan adını şu an hatırlayamadığım tüketim kooperatifi olduklarını, amcama teşekkür için geldiklerinde öğrenmiştik.
Daha sonra bu kooperatif, adını Yimpaş olarak değiştirip faaliyetini sürdürmüştü.
Selam ve sevgilerimle…