Monşer: Haydi ne bekliyorsunuz, neden acele etmiyorsunuz?
Odgurmuş: Ne demek istiyorsunuz? Anlamadım neyi bekliyoruz de acele etmeliyiz. Bir durum mu var.
Monşer: Size göre her gün durum, her gün acele etmelisiniz.
Odgurmuş: Yine bilmece gibi konuşuyorsunuz, söylemek istediğiniz bir şey var amalafı dolandırıyorsunuz.
Neymiş bize göre her gün durum olan.
Monşer: Sizi yakından tanıdığımı sanıyordum veya biliyordum ama sizin bu yönünüz bence en önemli özelliğiniz.
Odgurmuş: Ne özelliği neden bahsettiğinizi hala anlamış değilim.
Monşer: Neyse daha fazla uzatıp sizi merakta bırakmayayım.
Siz diyorum iyisiniz, hoşsunuz vs. ama bölünmeye çok yatkınsınız.
Misal: Akşener masayı tekmeleyip devirdi ya siz hemen ikiye bölündünüz.
“Akşener haklı masayı devirmeyecekti de ne yapacaktı, bende aynen katılıyorum” diyenler.
Diğer yanda Akşener yanlış yaptı diyenler. “Masayı devirmekle iyi etmedi.
O kendi ayağına kurşun sıktı. Siyasi intihar yaptı.
Yanında akıl verecek hiç kimse yok muydu da masayı devirdi” diyenler.
Odgurmuş: Siz buna bölünme mi diyorsunuz.
Bunlar için görüş ayrılığı diyebilirsiniz.
Bu gibi görüş ayrılıkları da her toplulukta olabilir.
Monşer: Bakın “zırva tevil götürmez” bal gibi de bölünme.
Aslına bakarsanız sizin en büyük özelliğiniz bu bölünmedir.
Neyse ben devam edeyim:
Ardından bir sürü görüşme trafiği ve örtülü örtüsüz ikna çabaları, aba altından sopa göstermeler.
Kaset iddaları vs. derken Akşener o meşhur masaya geri döndü.
Alın size işte bir bölünme sebebi daha.
Şimdi yine “elbet dönecekti, dönmeyipte ne yapacaktı diyenler.
Ardından da “tükürdüğünü yaladı, o masayı madem devirdi, o masaya asla dönmemeliydi” diyenler.
Size bölünme için sebep mi yok.
İşte size bir bölünme konusu daha:
6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu Hdp ile görüşecek.
Hdp açıklama yaptı Kılıçdaroğlunu bekliyoruz dedi.
Şimdi siz buna da bölünürsünüz.
Bir kısmınız “Kılıçdaroğlu Hdp ile görüşsün ne olacak” dersiniz.
Diğer bir kısmınız da “Bölücü parti ile görüşme yapılması asla kabul edilemez” derler.
Hatta o masanın devrildiğinde Kılıçdaroğlu bazı Marksist-sol partilerle de dirsek temasına geçeceği belirtilmişti.
Alın size bir bölünme sebebi daha.
Siz bunun için de bölünürsünüz. “Marksist-sol partilerle görüşülme kabul edilemez bir durumdur” diyenler. Görüşülmesinde bir mahsur yok” diyenler.
“Yahu ne mahsuru var, kanunlarımız göre kurulmuş partiler
Odgurmuş: Akşenerin masa meselesi Türkiye gündemine geldi oturdu.
Tüm gündemleri alt üst etti.
Hatta biliyorsunuz Deprem bile ikinci plana itildi. Bu yüzden istere istemez yakından takip ettik.
Ve yine bu yüzden ve yine ister istemez ayrı ayrı düşünceler taşımış olabiliriz. Bunu genellemenizin bir manası yok.
Monşer: Ben onu bunu bilmem. Sanki siz bölünmek ve birbiriniz aleyhinde olmak, konuşmak ve bölünmek için bahaneler arıyorsunuz?
Mutlaka bir sebep buluyorsunuz.
Bir kısmınız “6’lı masadan Kılıçdaroğlu’nun aday olması çıktı” diye olumlu karşılayıp gönülden isteyenleriniz oldu.
Diğer bir kısmınız da “Kılıçdaroğlu isabetsiz bir seçim” diye de mutlaka bölünmüşsünüzdür.
Geçtiğimiz aylarda bir suikasta kurban giden Sinan Ateş konusunda da ikiye, hatta üçe bölünmediniz mi?
Büyük bir bölümünüz suikasti tabii ve haklı olarak şiddetle lanetlediler.
Diğer bir kısım ise bu cinayeti görmezden ve duymazdan geldiler.
Sizin bölünmeleriniz sadece bu günün melesi değil ki; Sizin bölünmeleriniz çok eskilere dayanıyor.
Siz Başbuğ sağken de bölündünüz.
Muhsin Yazıcıoğlu yanlış hatırlamıyorsam Çekiç Güç konusunda Başbuğ ile fikir ayrılığına düştü.
Bu fikir ayrılığı yüzünden de bölünmediniz mi?
Bir gurup Yazıcıoğlu ile birlikte ayrı bir parti kurdu.
Tuğrul Türkeş de ayrı bir parti kurdu. Bu durumda bir bölünmeye sebep oldu.
Daha sonra Meral Akşener Mhp’de liderlik için mücadeleye girişti, bu durumda bölünmelere sebep oldu.
Akşener partiden ayrılarak bir başka parti kurdu bir bölünme de burada yaşamadınız mı?
Daha geçmişte yaşananlara ne demeli.
Turgut Sunalp’ı destekleyenler ve desteklemeyenler.
Turgut Özalı destekleyenler ve desteklemeyenler.
Demirelin Dyp’sini destekleyenler ve desteklemeyenler de sizin ufak ta olsa bölünmelerinize sebep olmadımı.
Ne meraklıymışsınız bölünmeye.
Ondan sonra da sürekli birlik ve beraberlikten söz ediyor. Herkesi birliğe davet ediyorsunuz.
Dolayısıyla da ciddiye ve dikkate alınmıyorsunuz.
Odgurmuş: Birçok konuda haklısınız. Söyleyecek bir söz bulamıyorum. Esasında biz ona buna akıl erdirmeye çalışmak yerine kendimize bakmalı, neden her konuda hemen ayrılığa düşüyoruz diye düşünmeliyiz.