Hayatımız en çok gitmelere ve kalmalara şahit olarak geçti. Yaşımız kaç olursa olsun, ne kadar hayat tecrübesi kazanmış olursak olalım gitmeler de kalmalar da zordu. Ve cevabını hiç veremediğim iki soru; Gitmek mi zor kalmak mı?

Birazda gidene ya da kalana bağlı bir soru olsa gerek ama yine de zor.

Gidensek eğer;

Gittiğimiz yerden emin olma fikri bir nebze de olsa rahatlatırken, giderken ne bıraktığımız, nelerden vazgeçtiğimiz, gittiğimiz yerde neleri umduğumuz ya da ne aradığımız hep bir soru işareti. Yeni bir başlangıç heyecanlandırsa da eski alışkanlıklarımızın süregelen o rahatlatıcı ortamı hep bir sızıdır yüreğimizde. Ya yapamazsam korkusu ile beraber gidiyor olmanın verdiği burukluk ile anlatılmaz bir kalp çarpıntısı yaşatır insana. Gitmek zor.

Kalansak eğer;

Her gidenle bir parçanın, hatıranın ve paylaşılmışlıkların da gidiyor olduğunu bilmek inanılmaz bir yalnızlık hissi yaratır yüreğimizde. Kalakalırsın sanki öyle savunmasız, çaresiz, bir başına. Gidene gitme demek gelir içinden ama çare yok gidecek biliyorsundur, kendine söylenirsin bu sefer yapma, sen güçlüsün, sakın bırakma kendini diye. Ne kadar tutarsın bu dediklerini bilinmez ama tutmak zorundasındır. Her söz bir yutkunma olarak geri döner sana ve takılır boğazına. Kalmak zor.

Gitmeler ve kalmalar hep bir boşluk yaratır hayatımızda. Yeniden bir şeyleri inşa etmek, güvenilmek ya da güvenmek zor gelir. Bir boş vermişlik hali ya da duyarsız bir ruh haline bürünüp toparlanmaya çalışırsınız her iki durumda da. Ayrıca güçlü olmak, güçlü görünmek mecburidir. Çünkü, dışardan izlenen biri oluversininz ve kimsenin sizin için acz içinde diye düşünmesini istemezsiniz. Ne kadar zor, içerde bir güçsüzlük duygusu, dışarda bir güç patlaması yaşamak...

Gitmek ve kalmak hali hep olacak hayatımızda. Çünkü zaten bir misafir hissi ile yaşıyoruz alemde.

Şimdi düşünelim, hayatımız boyunca giden mi olduk kalıp sabreden mi, yeni hayata ve yeni insanlara adapte olmaya çalışan mı olduk, hatıraları gün gün ve tekrar tekrar yaşayan mı?

Bunları yaşamamak için gidenle yürek olarak sende gitmelisin, kalanla da hatıraların tarihin tozlu sayfasına gömülmemesi için canlı tutmalısın. Unutmamalı, unutturmamalısın. Velhasıl giden de kalan da kıymetlidir çünkü her ikisi de bizizdir, hayat gibi hayatımıza giren her insan çok değerlidir.