Ahmet Nazım Kafaoğlu
Hazırlayan : Doç. Dr. Ramis Karabulut
Asıl mevzumuza tekrar devam etmek üzere kılıç Ali Bey kim? Bunu bilmemiz lazım. Kılıç Ali bey Türk ordusuna mensup bir subay maraş ve Gaziantep havalesi nde MAHALİN milli  kuvvetleri ile teşviki mesai ettiği ve yararlılık gösterdiği Atatürk’ün nutkunda yazılı ise de bizim memleketimizde yararlı bir hizmette bulunduğu söylenemez.
    Kılınç Ali bey, maraş kıyafetine girmiş uzunca bir sakal başında bir poşu belinde bir kuşak olduğu halde beraberindeki derme Çatma 40 kişilik bir kuvvet, dört hafif makinalı tüfekle Yozgat’a geldi. Geldiği akşamdan itibaren bu Kuvvet’ten bir kısmı memleketim meyhane ve genelevlerine dağıldı. Bir gün sonra genelevlerde icrai rezalet eden bu çetelerden 1.02’si yaralandı ve bir tanesi katledildi.
   Katil suçunu işleyen vakkas isminde bir delikanlıydı. Bir kafir alayı vali ile katili hapishaneye, sarhoş maktülü ve yaralı arkadaşlarını askerlik dairesinin önüne getirdiler. Kılıç Ali çetesi bu marifetlerini Yozgat’a bu suretle gösterdikten sonra Yozgatlılar askerlik dairesine davet ettirerek asıl maksadını izah etti. 
    Öğrendik ki kılıç Ali Bey şunun bunun sözüyle Ankara’ya harekete müheyya olan Çapanoğlu ailesinin evlerini kordon altına almış, Her ne sebeple ise sabahleyin kordonu kaldırmış asıl vazifesi Sivas vilayeti sınırları içerisinde zuhur eden Kara Mustafa çetesini Tenille‘den ibaretmiş. Vazifesini bu suretle izah ettik sonra karamustafa çetesinin tenkide yozgatlıların kendine yardım etmesini teklif eden kılıç Ali Bey’in bu teklifi rağbet görmedi. Kılıç Ali Bey’in iki günlük misafirliğinde iş yapacağına dair Yozgatlılara bir emniyet telkin edilmedi.
  Gayet uzun konuşmalardan sonra o zaman birinci büyük millet Meclisi azası olan müftü Mehmet Hulusi Efendi, Hacı Hüseyin zade Bekir Efendi, Mirahor zade Kemal Efendi, yeşil İmamzade kadı Mehmet Efendi, Arap Hüseyin ağa başta kılıç Ali beyle beraber Sivas‘la hem budd olan maden kazağımıza atlı arabalı bir kafile halinde gitmeleri karar altına alındı ve hareket ettiler. Kılıç Ali Bey’e tekrar temas edeceğiz.
    Bundan evvelki yazımda kılıç Ali Bey’in Çapanoğlu ailesinin evlerini kordon altına aldığına ve bu kordonu kaldırdığına işaret etmiştim. Kılıç Ali bey gittikten sonra kılıç Ali Bey’in yersiz hareketinin yarattığı fena tirlere göz atalım: üst üste
      Açıkça çapanoğlu ailesinin evinin kordon altına alınması ve sabahın erken vaktinde kordon‘un geri alınması vilayet‘in her tarafına yıldırım sürat ile yayıldı. Bu haber az zaman içinde Ankara’ya da ulaşmış olmalı ki zaman o Ankara’da komiser bulunan çapanoğlu ailesinden ziya Bey’in vazifesi başından kaçarak kara Mustafa çetesi iltihak ettiği haberi Yozgat’ta Çalkalanınca
    Çapanoğlu Edip ve Celal beylerin küçük kardeşi, vilayetce çok sevilen Halit Bey ismindeki şahıs Arap Seyfi Çiftliği’nde otururdu. Ziya Bey’in bu firari haberi bu şahsı da karamustafa çetesine ilhak ettirdi. Bu esnada devlet Postasından para soyan postacı Nazım isminde biri de başına biriktirdi bir takım serserilerle kara Mustafa çetesi katıldılar bu katılmalar Sivas tokat havalesi nde bir isyan başlangıcından başka bir şey değildi.
   O karışık günlerde her gün gelen ajans haberleri Düzce, Bolu ve diğer yerlerde bir çok kimselerin idam edildiğini bildiriyordu. Meşhur fetva memleketin her tarafına dağılmıştı. Halk tereddüt ve korku içindeydi. Çapanoğlu ailesinin de tereddüt ve korku altında çıplak adlarına binerek firar ettikleri ve Çerkez Çayırözü köyündeki akrabalarından zamanının Alemi Çerkez hacı Ömer Efendi’nin himayesine sığındıkları haberi geldi. 
     Gelen bu haber üzerinde Ankara hükümeti ehemmiyetle durmuş olmalı ki birinci büyük millet Meclisi azasından Çerkez asıllı emir Paşa’yı Çapanoğulları’nın sığındığı Çayırözü’ne gönderdi.   
     Buza Çapan oğulları ile mutabık kaldı ise de bir gün sonra karamustafa çetesine katılan Halit ve Ziya beylerin bu çetelerle birlikte Zile üzerine yürüyerek Zile‘yi işgal ettikleri haber alındı. Haberin duyulması Çapanoğulları’ nı ürküttü ve  bin netice Çapanoğulları’nın da bu çeteye ilhakını sağladı. Artık adi rekabetten çıkmış bir isyan dalgası vilayetimizi tehdide başlamıştı. Zile havalesini hakim olan bu kuvvet, hareketinde tamamen serbestti. 
     Karşısında kendini tehdit ve tazyik eden bir kuvvet yoktu bu kuvvet toplu olarak yürüdü. 13 Haziran 1920 günü ufak tefek gösterilerin mukavemetleri kırarak Yozgat’a girdi. Burada ufak bir hatıra temas edeceğim….