Üzülerek ifade etmem gerekiyor ki, deprem bitti siyaseti başladı.
Partisi, cephesi, logosu fark etmiyor, parti içinden tutun da karşılıklı rekabete kadar deprem üzerinden siyasi salvo, deprem üzerinden siyasi söylem, siyasi reklam ve beklenti oluşmuş durumda.
Deprem bölgesinde görüntü vermenin karşılığını depremin ilk günlerinde Allah’tan ve halktan bekleyenler şimdi genel merkezlere göz kırpıyorlar!
Efendim,
İnsanların niyetlerini sorgulamak değil amacım,
Bilakis Allah için, vatan, millet adına gecesini gündüzüne katanlara asla ve kata sözüm yok, olamazda.
Ha, bu günün manzarasına bakıp yorum hakikaten zor.
Bunun için insanların kalbini ve zihnini okumak gerekiyor ki, bizde de böylesine bir insani güç yok.
Kimsede de böyle bir güç olduğunu veya olabildiğini zannetmiyorum.
Peki bu gün bizi böylesine net konuşturan gücün kaynağı nereden geliyor?
Efendim,
Bizler, bir birimizi çok iyi tanıyoruz.
Duruş, söylem, eylem gibi görsel sunum yapan yanlarımızı bırakın niyetlerimize kadar biliyoruz.
Acıların paylaşıldığı, yaraların sarıldığı, devletin topyekûn bir seferberlik ilan ettiği süreçte siyaset üzerinden özellikle de yaklaşan seçim üzerinden hesaplar yapılaması üzüyor.
İnsanlık nereden nereye gelmiş diyorsunuz?
Kimsesiz, ev sahipleri vefat etmiş bir evden ya da işyerinden yağma yapanlarla deprem üzerinden siyaset yapanlar arasında bir fark görmüyorum desem abartmış olmam.
Hülasa, depremde acıları sarmak adına sağcısı solcusu, farklı inanç ve milletlerden olan vatandaşlarımız, dünya insanlığı da dahil olmak üzere bir mücadelenin içine girdik.
Bu öylesine kutsal öylesine anlamlı bir mücadele ki, bu mücadelede sadece ama sadece insanlığın öne çıkması gerekiyorken siyaset üzerinden görüntü vermek bize yakışmıyor.
SEÇİMLER ZAMANINDA YAPILIR MI?
Seçimler zamanında yapılır mı, yapılmaz mı tartışmaları önümüzdeki günlerde giderek artacağa benziyor.
Depremin gündemden az da olsa düşmeye ya da neden olduğu atmosfer azalmaya, yaralar daha sıkı sarılmaya başladıkça tartışmaların akabinde çoktan başlayan seçim hazırlıkları da hızlanmış olacak.
İstesek de istemesek de deprem üzerinden siyaset yapanların sayısı artacak.
Seçim telaşı parti içindeki hesaplaşmaları, rekabetin de artıracak hatta acımasız hale getirecek.
Deprem bölgesinde dahi bunun yansımalarını görüyoruz.
Bir bakan diğerinin önüne geçmek için canlı yayına rağmen yaptığı hareketle hem kendi partililerinin hem de kamuoyunun tepkisini çekti.
Bu tür duruş ve davranışları maalesef önümüzdeki günlerde fazlasıyla göreceğiz.
Bir parti genel başkanı haksız olduğunu bildiği halde sırf kendi partisinden olduğu için belediye başkanını eleştirmekten imtina ediyor.
Allah aşkına muhalefet böyle mi olmalıydı diyorum, haksız kararların altına imza atmış belediye başkanları üzerine yorum yapamıyorsak bu gün hangi acıya teselli verecek yüzle çıkarız insanlarımızın karşısına.
Acıların siyasetle karışacağı, karmakarışık olacağı günler bizi bekliyor.
Allah milletimizin ferasetini artırsın bizi yönetenlere, yönetmeye talip olanlara da millet olabilme feraseti ve iradesi versin.