Başkaları gibi görünse de bazen kendinize rağmen bir şeyler yapmanız, irade ortaya koymanız, kabukları kırmanız gerekir.
Evet, kendinize rağmen…
Kendinize rağmen alışılagelmiş söylem, alışıla gelmiş eylem, alışıla gelmiş ve tabulaşmış, gelenekselmişliklerden çıkabiliyorsanız ne ala…
Dün de yaşanmalıydı elbette.
Dün dünde kalırken yarın ne getiriyor, hangi dersleri veriyor çok iyi analiz etmeli, mümkünse tüm hatları görebilmek adına mercek tutabilmeli.
Meslek hayatımda Yozgat adına ortaya konulan irade, duruş, sözlem ve niyetler karşısında heyecan duydum.
Kimi zaman niyetlerin çok da halis olmadığını görsem, hissetsem de heyecanımı yitirmedim.
Yozgat hem hassasiyetim hem de kör yanım oldu belki de.
Bir Yozgatlı’ya kör bakmak, onu görmezden gelmek, Yozgat adına niyetine perçin vurmak yerine heyecanıma yenik düşmeyi yeğledim… Günü geldiğinde bünyenin niyeti kamil olmayan güruh ve düşünleri soyutlayacağını biliyordum.
Yanlış anlaşılmasın lütfen, soyutlamaktan kastım bir ayrım, görmezden gelme değil, bilakis Yozgat’ın ayağımıza batan bir çakıl taşını dahi faydalı gören, onu kaldırıp karanlık yarlardan atmak yerine yerinde yani Yozgat’ta, Yozgatlılık düsturu ile değerli olduğuna inananlardan oldum her daim.
İSTANBUL’DA NE OLDU?
Ne olmadı ki?
Yozgat Çamlık Medya Grubu olarak (Çamlık Gazetesi, Çamlık TV, www.yozgatcamlik.com) saniye saniye öncesinden sonrasına detayları ile takip ettiğim kıymetli bir buluşma yaşandı İstanbul’da.
Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen buluşmanın asıl ev sahibi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay oldu.
Kimler vardı bu organizasyonun içerisinde; Yozgat Valiliği, YOSİAD, ORAN Kalkınma Ajansı…
Ve ismini izin almadığım için saymadığım pek çok kıymetli Yozgatlı.
Cuma akşam saat 22.00’de Hilton Otel’e ulaştığımızda ekibin hala çalıştığını gördüm.
Tamamen gönüllülük esası ile öncesinden son anına kadar büyük bir mücadele ve mesai ile yürütülmüş organizasyon.
Yozgat adına böylesine müstesna buluşmaya dünyanın ve ülkemizin farklı yerlerinden gelen, tüm yoğunluklarına rağmen vakit ayıran Kıymetli İş İnsanlarına, siyasi parti ayrımı yapmadan orada bulunan milletvekillerine, belediye başkanlarına, STK temsilcilerine ne kadar teşekkür etsek az.
Şimdi, insan kendi memleketinin organizasyonuna, kendi evinin faydasına olacak organizasyona geldi diye bu kadar teşekkür edilir mi diyebilirsiniz!
Evet edilmez… Maalesef biz pek çok zaman evden de yakın el gibi gördüğümüz kendi hemşerilerimizden de o kadar ayrı ve ayrıksı kalmışız!
İstanbul’daki zirvede biz Yozgatlıların işten, aştan, milyonlarca liralık anlaşmalardan önce birbirimize ihtiyaç duyduğumuzu, o eksiklikle yaşadığımızı, kendimizin dahi farkında olmadığı ciddi bir hasretlik yaşadığını gördüm.
Aslında bizler İstanbul’daki iş insanları zirvesinde birbirimize dokunduk Sevgili Hemşerilerim.
İstanbul’daki iş insanı Hollanda’da ki hemşerisine, Avrupa’daki iş insanı Yozgat’taki hemşerisine dokundu.
Bazen buzların, ya da zamanın neden olduğu soğuklukların giderilmesi için küçük bir tebessüm yeter.
İstanbul zirvesinde hem dokunduk hem de kazandık!
İnşallah bu kazancın yansıması Yozgat’ımıza da olacak.
Orada kişiler kazanmadı, inşallah Yozgat kazandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı hemşerimiz Sayın Fuat Oktay’ın ortaya koyduğu iradeye en başından beri şahidim.
Tek başına elinde sihirli bir değnekle hokus pokus yapma iradesi hangi insanda var ki Sayın Oktay’dan da bekleyelim. Ama sihirli dokunuş, iksirli sözler, ve ortaya çıkan tılsım…
Bunun da formülü belli; hakiki Yozgat teslimiyet, gerçekçi söylemler, niyet ve irade…
Sonrası Allah kerim…
Emeği geçenler var olsun, Her Şey Yozgat İçin!
Gerisi teferruat.
İstanbul’dan selamlar.