Monşer: Bakanlar neden hep kendileri açıklama yapıyor, başka kimse yok mu?
Odgurmuş: Öneriniz nedir Bakanların her açıklamayı kendisinin yapmaması mı gerekiyor. Yani nasıl olsun? Sizin fikriniz nedir?
Monşer: Başka kimse mi yok da her konuda onlar kendileri açıklama yapıyor. Her bakan değil, her yetkili çıksın açıklamasını kendisi yapsın toplumu aydınlatsın.
Odgurmuş: Yani diyorsunuz ki; Her kurum ve hatta her genel müdürlük kendi açıklamasını yapsın, Her kafadan bir ses çıksın, vatandaşın kafası karışsın.
Monşer: Ne kafası karışacak? Herkes açıklamasını yapsın. Hatta askerlerde kendi açıklamalarını yapsınlar.
Odgurmuş: Diyorsunuz ki; Birisi bir açıklama yapsın bir diğeri başka bir açıklama yapsın, gerekirse birbirlerini tekzip etsinler ve hatta kargaşa çıksın. Hatta basın ve televizyonlar yoluyla biri birlerine cevaplar versinler.
Monşer: Sonra her açıklayan kişi o şeyi neden açıklıyor ki, neden öyle söylüyor. Hep yanlış açıklama yapıyorlar. Bana sorsalar ki, benden akıl alsalar ki. Bak gör ne beyanatlar veririm. Ortalığı birbirine katar, etkili ve yetkilileri kop oturtur, hop kaldırırım.
Odgurmuş: Siz anlaşılan kargaşa istiyorsunuz.
Monşer: Ne kargaşası kardeşim. Bırakalım herkes özgürce her dediğini desin, rahatlasın.
Odgurmuş: Başka teklifleriniz(!) var mı?
Monşer: Elbette var. Mesela bu RTUK denen
Kuruluş ne iş yapar?
Dünya kadar önerilerim var, bir tanesini yerine getirmiyorlar. Böyle program mı olur, böyle film mi olur, böyle dizi mi olur kardeşim. Her biri saçma sapan şeyler.
Odgurmuş: Bu konularda da mı size bir şey sormuyorlar. Hiç fikrinizi almıyorlar mı?
Monşer: Yok kardeşim çıldıracağım. Hiçbir konuyu bana sormuyorlar uyarılarımı dikkate almıyorlar.
Odgurmuş: Anlamadım; Size neden sormuyorlar, fikrinizi almıyorlar. Olacak iş mi?
Monşer: Yok, yok sormuyorlar, hâlbuki bennn belki belli üniversiteleri bitirmemiş olabilirim ama bennn hayat mektebinden mezun olmuş bir insanım. Her konuyu derinlemesine bilir her konudan anlarım. Benim bilgi ve tecrübem çok derindir. Benim fikirlerimi bir dinleseniz siz de anlayacaksınız.
Odgurmuş: Ya! merak ettim bu kadar konuda madem bilgi sahibisiniz, tecrübem var hayat mektebinden mezunum diyorsunuz, tamam anladık ama benim anlamadığım nokta şurası. Bu insanlar, ya da idarede bulunanlar sizi neden dinleyip düşüncelerinize önem vermiyorlar?
Monşer: Ben de zaten işin burasını anlamıyorum. Yahu, sürekli akıl vere vere nerdeyse bende akıl kalmadı. Salgın hastalığı iyi yönetemiyorsunuz, tam kapanma sağlayın, ekonomi çöksün dedim bir kere bile kulak asmadıkları gibi bir çift kelam dahi etmiyorlar.
Çiftçilerin durumunu dile getirdik, anlattık söyledik, çiftçiye yardım edin dedik. Kim dinler efendim. Esnafın hali perişan dedik, esnafa yardım yapın dedik, yine duymazlıktan geldiler. Çıldıracağım, beni hiç duymuyorlar, hiç dikkate almıyorlar. Ben az buz adam mıyım? Her konuda iyi kötü bizim de bir fikrimiz var elbette. Bu yüzden, dikkate alınmamak nedeniyle geceleri uyuyamıyor, işçinin, köylünün, esnafın, hatta sokak hayvanlarının dahi dertlerini aklıselimle düşünemez oldum. Kafayı yiyeceğim.
Odgurmuş: Hımm. Anladım da, bir kere daha sorayım. Sizin derdiniz işçinin, köylünün, esnafın derdi mi, yoksa sizin derdiniz kendinizin şahsen dikkate alınmamak mı? Siz burada biraz benlik yapıyorsunuz gibime geliyor. Tv’ler bizi yayınlamıyor diyor şikâyet ediyorsunuz, demek ki hatırı sayılır bir şeyler pek söyleyemiyorsunuz.
Geçenlerde bir yerde yazmıştınız “terörle irtibat ve iltisaklı” kelimelerden bahsederken bu “İLTİSAKLI” kelimesinin yerine “TERÖRLE İKTİSATLI” yazmıştınız. Siz daha bu konuyu bile anlayamamışsınız. Pek tabiidir ki sizi ciddiye almazlar.
Hatta bazı arkadaşlarınız var, akıl vereceğim diye yanıp tutuşuyorlar, bir cümle yazıyorlar ne demek istedikleri anlaşılmıyor. Bu insanlar nasıl mektep okumuş nasıl diploma almış. Anlamak mümkün değil.
Monşer: Siz onların imlalarına ne bakıyorsunuz, siz yazdıklarının söylediklerinin içeriğine bakın. Her biri doğru tesbitler değil mi? Her konunun can alıcı yerinden ele almıyorlar mı? Siz onlara bakın. Böyle teferruata takılmamak lazım.
Odgurmuş: Birde sizlerde anlamadığım bir şey var, bir türlü çözemiyor, bir mana veremiyorum. Diyelim bir gazeteci, bir siyasetçi, bir yazar, bir sanatçı devletimiz, milletimiz ve kutsallarımız aleyhinde bir söz söylese, siz bu kişilerin söylediklerinin hiç birisine bakmıyor hemen devlet, millet ve kutsallarımız aleyhinde söz söyleyen kim ise ne söylediğine bakmadan onu savunmaya geçiyorsunuz. Hatta o devlet ve millet düşmanları ve pek çoğu da Marksist ya da din düşmanlarının zırvalarını tevil etmek için bin dereden sular getiriyorlar. Söylenen söz ve hakaret konusunu atlayarak, bu kişilere cevap verenlere yüklenmeyi de kendilerine bir görev sayıyorlar.