Senin hakkın yok.
Senin hiçbir şeye hakkın yok.
Sen Müslüman dindarsın hiçbir şeye hakkın yok.
Senin zengin olmaya hakkın yok. Zenginlik kim sen kim. Sen fakir olmalısın, dar gelirli olmalısın. Sürekli ele güne muhtaç olmalısın. Tüm Müslümanlar zaten per-perişan ve fakir değiller mi? Şöyle bir bak istersen, Hindistan’dan, Fas’a kadar, Afrika’nın ortalarına kadar bak her yer sefalet değil mi. Senin de hakkın sefalet. Zengin olup da ne yapacaksın.
Biz senin yerine de zengin oluruz. Zaten cumhuriyeti de biz kurmadık mı?
Sen modayı neyi de takip edemezsin, kılığın kıyafetin hepten ve kökten yanlış. Sen kenarlarda köşelerde, kalmalısın. Moda takip etmek sana göre bir iş zaten değil.
Senin iyi evlerde oturmaya da hakkın yok. Sen fakir olmalı, gecekondularda, kasaba ve köylerde oturtmalısın. Şehirler, pahalı ve lüks evler senin neyine. Halbuki sen kış gelince odun kömür derdine düşmelisin. Yağmur yağınca, karlar eriyince evinin damı akmalı.
Senin iyi ve pahalı arabalara binmeye de hakkın yoktur. Neyine yetmiyor külüstür Murat marka arabalar.
Sen madem Müslüman ve dindarsın sen çocuklarını en iyi ve en pahalı okullarda okutmaya da hakkın yok.
Mahalledeki okullar, köy ve kasabadaki okullar, Üniversitelerin çeşitli ilçelere serpiştirilmiş yüksek okulları senin neyine yetmiyor.
Senin çocuklarını herhangi bir batı üniversitesinde okutmaya da hakkın yok.
Sen kim Avrupa’da, Amerika’da çocuk okutmak kim. Senin taşra şehirlerindeki okullar, yüksek okullar neyine yetmiyor.
Senin Vakko 'dan Pierre Cardin’den giyinmeye de hakkın yok.
Senin için kasaba ve şehir pazarlarında satılan giysiler, kıyafetler neyine yetmiyor. Hatta şehirlerin ucuz giysi satan pazarlarından giyinmek senin için çok bile.
Senin büyük işler yapmaya, çok büyük ihaleler almaya çok çok büyük inşaatlar yapmaya da hakkın yok.
Sen kimsin de ihale alıyor, büyük işler yapıyor büyük taahhütlerin altına giriyorsun.
Sen ancak amele, işçi ve ırgat olabilirsin. Haydi biraz daha çalışırsan kalfa olursun, taşeron olursun. Bunlar senin neyine yetmiyor. İş bulmuşsun da daha neler istiyorsun.
Sen kimsin, Hasbelkader Belediye başkanı, milletvekili olmuş olabilirsin. Bu neyi değiştirir ki.
Sen Anadolu’da “sarı öküzün ardından giden” değil misin?
Haydi, olmuşsun Belediye başkanı vs. Uğraş dur, imar işleriyle, park ve bahçelerle, çiçeklerle, böceklerle. Ötesini isteme. Hele ülke idaresi hakkında aklından hiçbir şey geçirme.
Sen madem Müslümanım, dindarım diyorsun, sen ikinci sınıf vatandaş olmalı ve öyle kalmalısın.
Bu devletin, bu milletin sahipleri var, sana ne oluyor da devlet idare etmeye, ülke idare etmeye kalkışıyorsun. Menderes örneğini ne çabuk unuttun.