Günlerdir tüm Yozgat ‘ta konuşulan Yozgat Belediyesi tarafından hazırlanan, Bozok Üniversitesi’nin organize ettiği 22. Uluslararası Sürmeli Festivali Gastronomi Günlerinde’ydik.
Yozgat’ta ilki gerçekleşen Gastronomi Günleri’ne İzmir Aşçılar Derneği Başkanı Doç. Dr. Turgay Bucak, Masterchef’ten tanıdığımız Fatmanur Uçar ve Chef Ömür Akkor gibi kıymetli isimlerin yanına beni de layık görmüşlerdi.
İlk teklif geldiğinde açıkçası bu kadar büyük çaplı bir organizasyon düşünememiştim elbette.
Workshop yapalım, bir pasta keselim dedik.
Aklıma gelmezdi üç gün sonra boy boy billboardlarımın caddelerde olacağını…
Bir fotoğraf geldi telefonuma “Pınar hanım lise caddesindesiniz”, “Nasıl yani” dedim, ne olduğunu ilk etapta algılayamadım. Olay yerini tespit şart olmuştu. Arabayla geçerken bakalım dedim.
Önüne geldiğimde gördüğüm şey o kadar duygulandırdı ki, bakakaldım. Durdurdum arabayı nasıl ağlıyorum…
Fazlaca geçmişe gittim, nasıl buralara geldiğime…
Sızlayan ayaklarım, yaşlanan ellerim şahitti…
Uykusuz gecelerim bir de…
Arkadan kornaya basılmasıyla kendime geldim tabi…
Eve geldim ağlaya ağlaya uyumuşum…
Bu benim gözümdendi.
Peki ya beni gerçekten sevenler…
Onca güzel mesajı, aramaları, yürekten edilen duaları, çiçek sepeti elemanlarının merdivenimi aşındırmasını hak edecek nasıl bir iyilik yapmış olabilirdim?
Sonra aklıma İsra suresi geldi:
- “Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağlı kıldık”…
Nasıl çarpmalıydı yüreğim deli gibi, nasıl dökülmemeliydi yaşlar gözümden. Sonunda hak ettiğim yerdeydim.
Ben bir buket planlarken Rabbim çiçek bahçesi hazırlamış bana. Çok sorgulanmış, beni daha az seven arkadaşlarım tarafından, ”Neden Pınar?”
Kimseyi arayıp ricada bulunmamıştım, haberim dahi yokken layık görüldüm bu programa. Derlerya “Hak doğrunun yanında”. Sırf bu sebepten bile şükredecek öyle çok şeyim var ki.
Böylece günlerce devam edecek, tatlı telaşın startını vermiş olduk
Devamı mı?
Şimdilik bir kısa mola versek, bir sonraki yazıma bekliyorum sizleri.