Türkiye Sanayici ve İş insanları Derneği tarafından hazırlanan ve 19 Ekim tarihinde kamuoyu ile paylaşılan Geleceği İnşa adlı rapor bir çok açıdan analizi hak eden bir rapor olarak öne çıkıyor. Ünlü ekonomist Daron Acemoğlu’nun öncülüğünde hazırlanan rapor Türkiye’ye dönük Türk büyük sermayesinin gelecek tasavvurunu yansıtması açısından da kıymete değer bir çalışma niteliğinde. Rapor üç temel faktörün Türkiye’nin geleceğinde başat rol oynayacağını belirtiyor: 1)İnsani gelişim ve yetkinleşme 2)Teknoloji, Bilim, inovasyon 3)Kurum ve Kurallar Türkiye rapora göre öncelikle insani gelişim ve yetkinleşme noktasında var olan beşeri sermayesinin kalitesini arttırmak durumunda bunun için Türkiye ortalama eğitim-öğretim düzeyi olan 9 yılı hızlı bir biçimde 12 yıla çıkarmalı bununla birlikte eğitim sistemi çağın ihtiyaçlarına uygun bir biçimde başta müfredat yenilenmeli, öğretmen kalitesi arttırılmalı ve en önemlisi ise Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi pozitif bilim temelli derslerin eğitim sistemine temel teşkil etmesi sağlanmalı. Rapor’un Teknoloji, Bilim ve inovasyon konusunda Türkiye’nin sahip olduğu potansiyelin Türkiye açısından yeterli olmadığını vurguladığını belirtirken özellikle Bilim ve teknoloji alanında gerekli araştırma geliştirme çalışmalarına çok daha fazla destek verilmesi gerektiğini vurguladığını belirtmeliyiz. Rapor’un üçüncü bir başat faktör olarak gördüğü kurumlar ve kurallar bahsinde ise ülkede var olan siyasi ve hukuki kurumlar başta olmak üzere tüm devlet sisteminin oturmuş kurumlar ve kurallar tarafından yönetilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Türkiye’nin demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları konusunda kurumsal alt yapısını tamamlamış ve daima sürdürülebilir bir gelişim modeline oturması gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’nin yukarıda işaret ettiğimiz üç noktayı temele alarak geleceğe dönük planlamalar yapması ve bu planlamalar dahilinde eyleme geçmesi halinde rapora göre Türkiye 20 yıl sonra kişi başı geliri 30 bin dolar düzeyine ulaşmış bir ülke olabilir. Aksi durumda ise Türkiye 20 yıl sonra dahi 14 bin doları aşamamış fakir bir ülke olarak kalmaya mahkum olacak. Raporun vurguladığı hususlar ülkemiz açısından son derece önemli olmakla birlikte ülkemizin açısından kısa vade de özellikle ekonomik alanda yapılması gereken politikalar bulunmaktadır. Bunlar özetle şunlar olmalıdır: a) Ülkemizdeki gelir ve servet adaletsizliğini doğuran vergi sisteminin acilen gözden geçirilerek vergi sistemimizin a dan z ye değiştirilmesi gerekmektedir. Dar gelirlilerin ve sabit ücretlilerin aleyhine işleyen mevcut vergi sisteminden kurtulup verginin temel ilkesi olan az kazanandan az çok kazanandan çok ilkesinin hayata geçmesi sağlanmalıdır. b)Dolaylı vergiler yoluyla vergi toplanması modelinden vazgeçilip herkesin ABD’de olduğu üzere her yıl kazancı doğrultusunda vergi vermesi sağlanmalıdır. c) Servet vergisi yürürlüğe girmeli ve hükümetçe gerçekleştirilen tüm vergi muafiyetleri ortadan kaldırılmalıdır. d) Türkiye’de yaklaşık 10 milyon civarında bulunan en yoksul kesimin vatandaşlık temel geliri adı altında her ay desteklenmesi sistemine geçilmelidir. Türkiye için ayda 1500-2000 TL civarında bir meblağın yoksul kesimlere aktarılması sonucunda Türkiye’de giderek artan derin yoksulluk sürecinin önüne geçilebilir. d) Sosyal devlet yeniden tanımlanmalı ve sosyal yardımların verimli bir biçimde arttırılarak vatandaşlara ulaşması sağlanmalıdır. e) Yolsuzluk ve israfın önlenmesi hususunda çok daha radikal önlemler alınmalıdır. Başta askeri harcamalar olmak üzere temel kalemler gözden geçirilmeli kamu kaynakları eğitim, sağlık, tarım ve bilim ve teknoloji sektörüne aktarılmalıdır. f) Emekçi kesimin haklarını daha sağlıklı bir biçimde korunması adına sendikal örgütlemenin önü açılmalı.

Uluslar arası Çalışma örgütü (ILO) standartları Türk iş dünyasına hakim kılınmalıdır. Kısa vade de yukarıda özetlediğim hususlar ile büyük sermayenin temsilcisi bulunan TÜSİAD’ın raporunda işaret ettiği hususlar dikkate alınabilir ise Türkiye için yeni bir gelecek inşası mümkün olacaktır. Aksi takdirde Türkiye var olan potansiyelini bir türlü ortaya koyamayan az gelişmiş ve maalesef fakir bir ülke olarak yoluna devam etmek durumunda kalacaktır.