Ne güzel bir meslek öğretmenlik. Çocukluğumun hayali olan mesleğime nasip olup da günü geldiğinde başlayıp, bugüne kadar hep en kutsal meslekler arasında olduğunu hissederek, kıymetini bilerek ve elimden, gönlümden geldiğince yücelterek icra etmeye çalıştım. Atandığım hangi okulum olursa olsun, kapısından her girdiğimde kalemin, defterin, kitabın kokusunu taa içimde hissedip, bana bakan o masum, sevgi dolu gözleri yüzümde tebessümle ve en samimi duygularımla karşılamaya çalıştım. Dile kolay yirmi üç yıl, bir gün bile pişmanlık duymadan, her gün ayrı bir heyecan ve mutluluk içinde gittim okuluma. Nasıl geçtiğini anlamadım onca zamanın ve ben bunu hep mesleğime olan sonsuz ve eksilmeyen sevgime bağladım. İnsan sevdiği işi yaptığında günlerin, ayların, hatta yılların nasıl geçtiğini anlamıyor ve bu süreçte yaşadığı tüm zorlukları görmezden geliyor. Akılda, gönülde kalanlar ve heybede birikenler ise yalnızca yaşadığı mutlu anlar, heyecanlar ve güzel anılar oluyor.

Mesleğimizi icra ederken gerek mekan, gerek fiziki şartlar ve gerekse imkanlar olarak çok farklı yerler olan kimi zaman bir köy okulunda, kimi zaman bir kasabadaki okulda, kimi zaman da kocaman bir şehirdeki okulda buluyoruz kendimizi. İlk başlarda bu farklılıklar çok büyük zorlukları ya da çok büyük kolaylıkları beraberinde getirecekmiş gibi görünse de, eğer mesleğinize olan sevginiz gönlünüzde yer etmişse, gittiğiniz okul nerede ve nasıl olursa olsun mutlu olacak yanlarını buluyorsunuz. İster imkansızlıklar içindeki bir köy okulunda, isterse şehirdeki her imkana sahip bir okulda görev yapın, mutlu olmanız ve heyecan duymanız sizin gönlünüzdeki sevginin büyüklüğüyle ve öğrencilerinizle kurduğunuz gönül bağıyla ilgilidir. Yurdun neresi ve hangi okulu olursa olsun aslolan budur bence. Önünüze çıkacak her engeli, her zorluğu işte bu sevgi ve bağlılıkla aşıyorsunuz. Zaten sizi en çok mutlu eden de, en imkansız şartlarda aştığınız zorluktan sonra hissettiğiniz başarma duygusu oluyor. Tüm zorluklara rağmen o minicik bedenlerdeki kocaman yüreklere girebilmek, kimi zaman bir annenin, kimi zaman da bir babanın yerine konulabilmek, emeklerinizin karşılığını vatana millete hayırlı bireyler yetiştirerek görmek ve taa gönülden “Sizi çok seviyorum öğretmenim.” cümlesini duyabilmek belki de her şeye değer. Hele bir de yıllar sonra hiç beklenmedik bir anda, mezun ettiğiniz öğrencinizden gelen bir selamla mutluluğunuza mutluluk katılıyor. Onların başarılarını duyduğunuzda ise” İyi ki öğretmen olmuşum ve iyi ki böyle öğrenciler yetiştirmişim.” deyip mesleğinizin kıymetini bir kez daha anlıyorsunuz. Hayatım boyunca bu duyguları hissedip en güzel mutlulukları yaşadım çok şükür. Ve hep gurur duydum mesleğimle.

Tüm meslektaşlarımın gününü kutluyor, gönlümüzdeki bu sevginin hiç bitmemesini diliyorum…