Yeni bir yıla daha girdik. Sayılamayacak kadar çok sıkıntı ve sorunları bir süreliğine de olsa yerini umuda bırakarak. Evet yeni bir yıl; yeni umutlar, yeni başlangıçlar, yeni adımlar demektir hep. İnsan yaradılışı gereği her zaman böyle bakar girilen yeni yıla. Geçtiğimiz yıl o kadar çok sorunlarla yüz yüze geldik ki, taşıyabileceğimiz yüklerin ve bunlarla baş edebilecek kapasitemizin ne kadar büyük olduğunun bir kez daha farkına vardık. “ Vay be!..” dedik kendimize ve hayret ettik insan olarak dayanma sınırımızın ne kadar da yüksek olduğuna. Bu süreçte de sığınacak Yüce Makam’ı bir an olsun çıkarmadık hem akıllarımızdan hem de gönüllerimizden. İcabet edeceğinden emin olarak, dilimizde dua ve kalbimizde sonsuz teslimiyetle açtık ellerimizi Yüce Yaradan’a en zor ve çıkılması imkansız girdaplarda. O’nun varlığı ve inayetiyle üstesinden geleceğimize inanıp, günümüze şükredip, beterinden korumasını diledik hep.
Geride bıraktığımız yılı hiç düşünmek istemiyor insan değil mi? Hatırlayacağımız o kadar az güzel anılar var ki. Anı heybemizde birikenler hep sıkıntılar hep sorunlar. Hem birey olarak, hem ülke olarak, hem de tüm dünya olarak geçilmesi çok zor imtihanlara girdik. Birkaç yıldır tüm dünyayı kıskacına alan ve her geçen gün sıkıştırdıkça sıkıştıran korona illeti başta olmak üzere, koronanın sebep olduğu bedensel ve ruhsal rahatsızlıklar, belki de hayatımızın sonuna kadar tedavisi mümkün olmayan korona alt yapılı hastalıklar, zaten yüz yıllardır savaş verilen ekonomik sorunların yine bu illetle birlikte iyice çıkmaza girmesi, insanlar arasındaki arkadaşlık, dostluk ve akrabalık ilişkilerinin “mesafe” engeline takılarak zayıflamaya yüz tutması, sevginin, bağlılığın, muhabbetin en güzel göstergesi olan sarılma, dokunma, göz göze gelip sohbet etme gibi hayatın vazgeçilmezlerinden vazgeçilmesi, birbirimizden uzaklaşarak evlerimize, evlerimizde de odalarımıza hapsolunması, gerçek dünyanın yerini sanal dünyanın alması, insanlardaki öfke kontrolünün ve tahammül sınırının giderek azalması ve bunun neticesinde ortaya çıkan şiddet vakaları, kadın cinayetleri, işsizlik, pahalılık, ülke savaşları ..vs ..vs. geçtiğimiz yıldan kalan sadece birkaç sorun. Kim hatırlamak ister ki böyle bir yılı? Önceki yılbaşlarını hatırlıyorum da hiç bu kadar ümitsiz girmemiştim yeni yıla. Heyecanım ve yeni yıldan beklentilerim hep daha büyük olmuştu. Bu yıl içimdeki umut sadece kırıntı şeklinde. Ama geleceğe dair pes etmemek, umudu yitirmemek gerekiyor her zaman. Hani başta da dedik ya, yaradılışımızın gereği bu. Allah her zaman gönüllerimize nokta kadar da olsa umudu koymuştur. Bize düşen o noktayı hiçbir zaman kaybetmemek. En kötüsünü düşünüp şükretmeyi bilmek ve hem kendimiz, hem ailemiz, hem ülkemiz hem de dünyamız için elimizden ne geliyorsa yapmak, çalışmayı bırakmamak ve vazgeçmemek. Tüm bu olumsuzluklara rağmen insanı insan yapan değerlerden olan sevgimizi, saygımızı, hoşgörümüzü, yardımseverliğimizi, affediciliğimizi, şefkatimizi azaltmamak. Gönüllerimizdeki kırıntı kadar da olsa umudumuza sahip çıkmak. Geçtiğimiz yılları aratmayacak, sağlıklı, mutlu, huzurlu ve umut dolu bir yıl diliyorum.