Coğrafya kader derler ya, bizim için söylenmiş bir söz sanırım.
Rakımı yüksek, iki ara bir dere bir şehirde yaşıyor olmak Yozgatlılar’a farklı bir kader çizgisi veriyor. O çizgi ince mi ince, dengenizi her an kaybetme olasılığınız var.
Sadece göç mü bu şehrin kaderi,
Kimsesizlik mi,
Ya da birbirini çekemeyen toplum yapısı mı?
Aslında çekememezlik hastalığı sadece bizlere has bir durum değil, yaş aldıkça bu dünya hayatında artık şunu çok daha iyi anlıyorum; bu dünya, insanların sığamayacağı kadar küçük. İnsanların gönül dünyasındaki darlık yaşlandıkça öyle artıyor ki, bir dünya bir insan kalsa sığmayacak gibi düşünüyor.
Sakın ola Yozgat’ı hastalıklı bir güruh olarak görmeyin.
Bin yıl yağa bin yıl mağdur olacağımız bir gerçekle karşı karşıyayız.
Nohutlu Tepe ve Milli Park Çamlık arasına yerleşmiş (sıkışmış), bir şehir Yozgat. Son yıllarda az da olsa Kayseri istikametine genişlese de nefes almasına yetmiyor bu durum. En azından kısa vadede şehirleşme adına umut vermiyor.
Yozgat’ın coğrafi yerleşkesine baktığımızda kar normalinden fazla yağsa, yağmur 5-10 dakika fazladan gösterse yüzünü, büyük bir göle dönüyor.
Son günlerde tam da bu durumu yaşıyoruz.
Artık iyice zıvanadan çıkmış mevsimler insanlığa zorlu bir gelecek sunuyor. Bu zorluktan ülkemiz, dolayısıyla şehrimiz de nasibini alıyor.
Ama içinde bulunduğumuz zorlu coğrafi şartlar bu zorluğu katbekat artırırken, altyapıdaki yetersizlik bu işi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Yaşadığı yerlerin tabiatını bozan insanlık, Yozgat’ta da onlarca dereyi kapatınca akarsular gidecek yol bulamaz oldu. Zaten yetersiz alt yapıya sahibiz.
Bir avuç suda kıyametin koptuğu şehirde bin yıl yağmur yağsa bin yıl esnafı, vatandaşı mağdur oğlu mağdur.
Yozgat önceki dönem belediye başkanlarından Yusuf Başer döneminde yağmur suyu giderleri yapılmıştı, en azından biz öyle biliyoruz.
Son dönemde keza yine büyük bir proje vardı.
Yozgat Belediye Başkanı Dr. Kazım Arslan, projenin iddia edildiği gibi asrın projesi olmadığını ve iptal edildiğini iddia etti.
Özellikle İller Bankası’nın süreci ciddi anlamda denetlemediği ve sahiplenmediğini iddia etti.
Şehrin girişinde tabelada (yaklaşık) 16 milyon Euro proje bedeli ile dikkatleri başlamadan üzerine çeken böylesine devasa bir proje nasıl olur da yarım kalır?
Nasıl olur da İller Bankası denetlemez, sahiplenmez.
İzler öylesine karıştı ki, nerede kime ne diyeceğimizi, süreci doğru bilgilendirme adına ve takip etme adına hangi bilgiyi sahih kabul edeceğimizi bilemez olduk.
Arkadaşlar son yağmurda bir kez daha mağdur olan esnafla konuştu.
Anlaşılan o ki, kısa vadede bu tür sağanaklara Yozgat’ın vereceği bir yanıt yok!
Ve bin yıl da yağsa bin yıl mağduriyet yaşamak kaderi, boynunun borcu olacak bu şehir.

Not: Yozgat Belediye Başkanı Dr. Kazım Arslan'ın son yaptığı değerlendirmeleri de bu gün konuşalım.