Yaş düzeylerine göre hayatı tanımaya çalışılan çocuğun genel ihtiyaçlarına da değinmek gerekir. Henüz kendi bağımsızlığını elde edememiş, birçok konuda yetişkinlerin koruma ve gözetimine gereksinim duyan çocuğun ihtiyaçlarını; sevgi, saygı, gruba dâhil olma, arkadaş, oyun, güven duygusu, inanma, anlamlı bir evrende yaşama ihtiyaçlarını kısaca gözden geçirmekte yarar var.
Sevgi ihtiyacı: Çocuk öncelikle içine doğduğu aile bireylerden başlamak üzere karşılaştığı kişilerden sevgi bekler. Ona gösterilecek koşulsuz sevginin, olumlu insani duyguların gelişmesi ve başkalarını kabullenme gibi etkileri olacaktır. Çocuk, öncelikle anne sevgisine muhtaçtır, onun okşayışına bir gıda kadar gereksinim duyar. Sevgiden mahrum kalan çocuklar; duygusal ve ruhsal yönden olumsuz gelişmeler gösterecektir. Okşanıp sevilen çocukların sevilmeyen çocuklara oranla duygusal gelişimlerinin daha olumlu olduğu, kişiler arası ilişkilerdeki başarıları ve toplumsal uyumlarının çok daha hızlı olduğunu yapılan araştırmalar göstermiştir. Sevki eksikliğinin genel olarak çocukta; akıl hastası, sinir, öfke, nevroz, agresiflik ve suç işleme düzeyine ulaşan kalıcı izler bırakabildiği gözlemlenmektedir.
Saygı ihtiyacı: Çocuk için varlığının kabul görmesi olarak addedilen saygı görme, kişilik gelişiminde önemli bir yer tutar. Kabul görmesi başkalarını da kabul etmesini beraberinde getirecektir. Öncelikle anne-babalar olmak üzere ilgili herkesin, çocuklara çocuk gibi değil, yetişkin biriyle birlikteymiş gibi davranış içinde olmalıdırlar. Kendisinin bir değer olarak görülmesi ve ciddiye alınması hoşuna gidecektir. Özgüven gelişimine katkı sağlayacaktır.
Gruba dâhil olma ihtiyacı: Yaratılışı gereği toplu yaşama ihtiyacında olan insanoğlu, daha çocuk yaşından itibaren başka birileriyle birlikte olmayı arzular. Bu birliktelik hem kendisinin sahiplendiği hem de başkalarının kendisini kabullendiği bir birliktelik ihtiyacıdır. Çocuklar kendi yaşıtlarıyla oldukları ortamlarda kendilerini daha rahat ifade edebilirler. Çocuklarda kendisini güvende hissedeceği dayanağa ihtiyaç duyar. Onun için en güvenli dayanak grup içinde kabul görmektir.
Arkadaş ihtiyacı: Kendi dünyasını oluşturmaya başlayan çocuk, birlikte olacak, paylaşımda bulunacak emsallerine de ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyacı karşılayacak arkadaşları çevresinde görmek ister. Arkadaşlıklar genellikle çağdaşlar arasında kurulur. Olgu ve olayları anlama ve algılamaları ortaktır. Mutlulukları, hüzünleri, kırgınlıkları kendilerincedir, uzatıp problem haline getirmezler. Her şey kısa sürelidir. Böyle durumlarda başkalarının işlerine karışmasından da hoşlanmazlar.
Oyun ihtiyacı: Çocuk dünyasını oyunla kurar. Oyun onun için vazgeçilmezlerdendir. Tek başına oyun ortamı oluşturabildiği gibi o anını başkalarıyla paylaşmaktan da hoşlanır. Oyun sayesinde iletişim becerisi, paylaşma ve kendisini başkalarıyla kıyaslama, kendini ifade edebilme imkânı bulur ve karakter gelişimini oluşturur. Oyun alanları, çocukların hayatı tanıma ve ona uyum sağlamalarında bir staj alanıdır. Bu sayede gerçek hayat ile ilgili tecrübe ve deneyimleri gelişecektir.
Güven duygusu ihtiyacı: Yaşamını sürdürebilmek için başkalarının yardımına ihtiyaç duyan bir yapıda olan çocuk, kendi ayakları üzerine durabildiği ileriki yaşlarda da yanında yakınında kendisine destek olan, paylaşımda bulunacağı birilerine ihtiyaç duyacaktır. Her insanda olduğu gibi çocukta da güven duygusu psikolojik bir ihtiyaçtır. Güvenliği sağlanamayan çocuklar çeşitli korkuların etkisi altında kalırlar. Güvende olmayan insan kendini yetersiz kabul edeceğinden dolayı olumlu hisler taşımayacaktır. Aile içinde olduğu gibi ülke genelinde de çocuklara güven ortamını sağlamak, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için yetişkinlerin birincil görevi olmalıdır.
İnanma ihtiyacı: Meraklı ve sorgulayıcı bir yapıya sahip olan insan, fark edebildiği varlıkların oluşuyla ilgili düşünce yoğunluğuna girmektedir. Var olması ve var olanların yaratıcısı hakkında bilme ihtiyacı duymaktadır. Bütün oluşumun yaratıcısı hakkında olduğu gibi geçmişi ve geleceği hakkında da merakına cevap aramaktadır. Çocuklar, bu arayışlarına telkin ve baskı görmeden, cevap bulabilme imkanından mahrum bırakılmamalıdır.
Anlamlı bir evrende yaşama ihtiyacı: Dünyaya gelen her çocuk, huzur ve barış ortamında yaşamayı hak eder. Dünya nimetlerini anlamlandıran ve onu yönetebilen insanoğlu, ondan azami derecede faydalanmayı hak eder. Başkaları kadar kendisinin de pay sahibi olduğunu bilir. Öncelikle yaşama hakkına saygı duyulmasını ister. Hayatına anlam katma ihtiyacı insani bir vasıftır. Çocuklar da her yaş dönemini anlamlı yaşamak ister.
Yukarıda belirtilen ihtiyaçların karşılanması, çocukların kültürel yapıdan yararlanma nispetinde giderilecektir. Bunu gerçekleştirmenin en sağlıklı yolu; çocukları anlamaya çalışmak, onlara hak ettikleri değeri vermek, sevgi ve saygı ihtiyaçlarını karşılamak, güven içinde yaşayacakları ortamlar sunmak, kültürel yönden tatmin edici desteği vermekle birlikte hayatlarının her safhasını kaliteli ve özgürce yaşayabilmelerine fırsat vermekten geçer.
Not: Haftaya “Çocuğun Özgürlüğü” konusunu sizllerle paylaşacağım.