İradeye sahip çıkmak ancak irade sahibi olmaktan ve aksiyoner bir duruş sergilemekten geçiyor.
Teşvik Yasaları, Ekonomik Paketler, Af Yasaları ve benzeri pek çok devlet girişimi aksiyoner duruş bulan kentlerde etkili oluyor.
Siyasi iradenin ortaya koyacağı iradenin de bu anlamla sahiplenilmesi gerekiyor yerinde ve faydalanıcıları tarafından.
Yozgat bu anlamda rüştünü ispat etme problemi yaşıyor mu, yaşıyor!
Kimi zaman makam sahiplerinin iradelerini şahsi menfaatlerine ya da duygu dünyalarına alet etmelerinden,
Kimi zaman ise topyekûn bir irade ortaya konulmamasından kaynaklı elimiz boşta kaldı.
Yıllar yılı ne zannet biliyor musunuz; devlet ister olur, kaynak tahsis edilir devlet yapar, mantığı ile baktık olaya.
Günümüz şartlarında aslında hiç de öyle olmadığını görüyoruz.
Amiyane bir tabir olacak belki ama ‘Ağlamayana meme yok…’ sözü tam da burada karşılık buluyor.
Ağlamaktan kasıt yüksek sesle istemek ama ortaya bir irade koyabilmek.
Öncelikle biz basın mensupları bu işin yükselen sesi olmak kaydı ile yerel dinamikleri sahiplenmesi oldukça önemli.
Siz sahiplenmiyor iseniz rekabet dünyasında ekmek sizi değil siz ekmeği bulmak zorundasınız.
İstanbul Hilton Otel’de yapılan Yozgatlı İş İnsanları Zirvesi bu anlamda çok önemli bir adımdı.
Evet, bu işe Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay sahip çıkıyor, takip ediyor devlet kanadında, ancak bunun altındaki en önemli etken Yozgatlı olması.
Ve Yozgatlı bir çekim gücünün bu işe ön ayak olması, sahip çıkması, yerelde dinamik oluşturmaya çalışması.
Yozgat, İstanbul, Ankara gibi çok farklı alanlarda zemin bulan zirve önemli.
Bu süreçte unutulanlar, davet edilenler, ulaşılamayanlar olabilir mi?
Evet…
Yozgat adına yapılan organizasyonlarda kusur aramak gerekir mi?
Hayır…
Ancak çok önemli isimler unutulmuş ise unutanları ve sebeplerini de gözardı etmemek gerekiyor ki, böylesine müstesna bir organizasyona gölge düşmesin. Düşürmek isteyen provakatif söylemlere fırsat verilmesin.
Bizatihi o toplantının içerisinde olan bir Yozgat ve basın mensubu olarak organizasyonu yürüten, yöneten, mesai harcayan, fedakarlık edenler de samimiyet noktasında kesinlikle bir zafiyet, eksiklik ya da farklı bir niyet görmedim.
Daha önce de ifade ettim, vakit gece yarasına gelirken sabah ki toplantı üzerinde çalışan fedakar insanlar vardı.
Ne için, Yozgat için.
İşte böylesine fedakar insanların omuzlarında hayat bulan bu zirveye dışardan olumsuz söylemler gelmemesi, içerden de gözden kaçan, ya da Yozgat niyeti ile değil de şahsi niyeti ile hareket edenlere de fırsat vermemek adına çok yönlü mercek tutmalı.
Bu gün için ortaya çıkan sorumluluğu olumlu buluyor, destekliyor, yarınları sağlam ve sağlıklı etkiler doğurmaya devam etmesi adına içerde de mercek tutarak geleceği planlamak gerektiğinin altını çizerek vurgulamakta yarar görüyorum.
Emekler zayi olmasın, alın teri heba olmasın, ortaya konulan irade sahipsiz kalmasın.
Hülasa isimli isimsiz bu işin kahramanları var olsun, sağolsun…