Kaygı, fiziksel belirtiler ile beraber kendini gösteren anormal davranış ve aşırı korku halidir. Aslında korku ve kaygılarımız günlük yaşamda çok sıklıkla karşımıza çıkar. Mesela; habersizken birisinin gelip balon patlatması bizi korkutur ve doğal olarak tepki veririz. Kaygı bozukluğu olan kişilerde ise bu tepki daha yoğundur.
Korkuyu; insanın doğasında var olan ve güvenliğini tehdit eden ya da tehdit etmesi muhtemel olan tehlike durumlarına karşı önlem alarak kendisini koruması için hayati öneme sahip olan bir duygu olarak tanımlayabiliriz. Kaygı bozukluğu olan kişide huzursuzluk ve kötü bir şey olacakmış hissi vardır. Fakat neden böyle olduğunu sorduğumuzda kişi bu durumunu açıklayacak somut bir tehdit veya tehlike gösteremez. Çocukluktan itibaren görülebilen bazı kaygı bozuklukluları ise şunlardır:
* Korku/ Fobi: Belirli, nesnelere veya durumlara karşı çocuk aşırı korku duyar. Bunlar çok çeşitlidir: Hayvan korkusu, yükseklik korkusu, karanlık vs. çocuk bunlarla karşılaştığında aşırı ağlama, titreme, terleme vs. gibi tepkiler gösterebilir.
* Yaygın kaygılar: Çocuk birçok konuda sürekli olarak kaygılı, takıntılı, endişeli ve gergindir; dersleri, anne-babasının sağlığı, arkadaş ilişkileri, gibi.
* Sosyal fobi: Çocuk, diğer insanlarla ilişki kurarken insanların dikkatlerinin üzerinde olduğunu düşündüğünde veya herkesin içinde bir şeyler yapması gerektiğinde heyecan, endişe, aşırı kaygı, hissedebilir. Sosyal kaygısı olan çocuklar çoğunlukla ‘utangaç’ olarak bilinirler. Fakat altta yatan asıl sorun, diğer insanların kendileri hakkında kötü şeyler düşüneceği, gülebileceği korkusudur. Böyle çocuklar yanlış bir şey söylemekten, komik giyinmekten, aptalca davranmaktan, , kısacası negatif bir şekilde değerlendirilmekten aşırı kaygı duyabilirler.
* Stres Bozukluğu: Çocuğun aşırı derecece korktuğu ya da yaralandığı ciddi bir travmatik olayın ardından oluşan tepkisel olaylardır. Cinsel taciz, şiddet, trafik kazaları, doğal afetler gibi olayların ardından kendini gösterir. Çocuk olayı hatırlamaya yada kabus görmeye devam edebiliri. Yaşadığı travmayı oyunlarına yansıtabilir ve o olayı yeniden yaşıyormuş gibi hissedebilir. Yada çocuk olayın ardından içine kapanabilir, sinirlilik, korkaklık hali çocukta oluşabilir.
* Ayrılık korkusu: Yakınlarından sevdikleri kişilerden uzaklaşma, onları bir daha hiç göremeyeceğinin düşüncesinin korkusudur. Herhangi bir nedenden, kişiden kısa bir süre bile ayrılacak olsa sarsılır. Okula gitmeyi reddedebilir. Bağlı olduğu kişiden ayrı kaldığında aşırı ağlama, öfke nöbetleri gibi olumsuz tepkiler gösterebilir.
* Takıntılar: Çocuğun, istemediği halde aklına gelen ve belirli bir kaygıya ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceleri vardır. Çocuk; dürtüleri, düşünceleri ve bu düşüncelerin oluşturduğu kaygıdan, korkudan kurtulabilmek için bazı davranışlarda bulunurlar. Örneğin, el yıkama, dua etme, sayma gibi.
Eğer çocuğununda kendisini ve çevresini rahatsız edecek durumda korku ve kaygısı varsa bir uzmandan yardım almanızda fayda vardır.