Dün bir telefon görüşmem oldu.

Çok sevdiğim ve değer verdiğim kardeşim. Şuan seçim sürecinin bizatihi içerisinde.

Havadan sudan konuşamıyoruz ya şu sıra kendisi ile de havadan sudan değil seçimden ve neden olduğu ayrılıklardan gayrılıklardan konuştuk.

Bir aday taraftarı üstelik çok da yakını olmasına rağmen; “Seçim ne olacak, kazanacak mıyız, kaybedecek miyiz” yerine seçimin insanlar arasındaki ayrışmasına dikkat çekti.

Hatırlarsanız bir ay önce “Seçim biter biz kalırız” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

O yazıda seçimin neden olabileceği ayrılıklara, rekabetin hırsı dönüşmemesi gerektiğine vurgu yapıp, kendi penceremizden mesaj verelim istedik.

Ama olmadı maalesef.

İnsanlar belki de bugüne kadar hiçbir seçimde olmadığı kadar ayrıştılar.

Yozgat merkez dahil tüm ilçelerde aynı durum söz konusu.

Kardeş kardeşe “düşman” oldu.

Düşmandan kasıt abartı değil, inanın buna.

Öylesine samimiyetten ve birbirimize sevgi duymaktan uzaklaştık ki.

Şu an ondan mı bundan mı diye ayrıştırıyoruz birbirimizi.

Allah muhafaza kara Eylül günlerinin ayrıştırması misali.

Bazen “Ulan ondan olsam ne olur bundan olsam ne olur” sonuç itibari ile “insan” mıyız?

Ve dahi “Yozgatlı” mıyız?

Kim neyin hesabını yapar bu süreçte anlam veremiyorum.

Dostluklar bozuldu, buz gibi olduk.

Bu ne şiddet bu ne celal…

Sadece insanlar arasında mı aynı durum söz konusu.

Basın mensupları.

Zaten her fırsatta faturanın kesildiği kesimin ta kendisidir basın temsilcileri.

Aslına bakarsanız bu durumun basın ayağından sebepleri de var.

Tek taraflı bakmıyorum olaya.

Fakat öylesine ön yargılı ve karanlık ruh haline sahibiz ki, bir siyasi aday haberinin hemen yanındaki satılık arsa ilanı ile haberi bütünleştirip, ilan üzerinden şahsına yönelik algı oluşturulduğu kanısına varabiliyor.

Daha neler neler…

İnanması zor ama gerçek.

Bu denli paranoya bir ruh haline büründük.

Az kaldı, bu Pazar seçim var.

Seçim bitecek biz kalacağız diyordum ya, yanılmışım aslında.

Telefon görüşmesindeki kardeşimin şu ifadesi şuan içinde bulunduğumuz durumu öyle güzel özetliyor ki.

Seçim bitecek, soğukluk kalacak!

Evet, seçim sonrası buz gibi olacağız.

Baharla birlikte gelen yaz sıcakları bizleri ısıtmaya yeter mi, yetecek mi?

Ne diyelim, yazık ettik insanlığımıza, değer yargılarımıza, inançlarımıza.

Yazık!

Hiç olmazsa çocuklarımızı uzak tutalım, onlar anlamasın içine düştüğümüz durumun vahametini.