Ahmet Nazım Kafaoğlu
Hazırlayan : Doç. Dr. Ramis Karabulut
İşgalden bir gün sonra Çapan oğulları isimleri aşağıda yazılı zevatı hapsetmişlerdi:
Nizam zade Ali Bey, kardeşi Şevket nizamoğlu, belediye reisi Hayri Bey’in babası ve nizam oğullarının eniştesi hurşit bey, hacı Bekirade hamdi Efendi, Arap Abdurrahman Efendi, şube reisi Tevfik Bey, Arap Hüseyin ağa mevkuflar meydanda idi
Yozgat bugünlerde çok enteresan bir hayat yaşıyordu. Gerçi Çapan oğulları Yozgat’a, başındaki çapulculara bir zülüm yaptırmıştı. İnzibat tesis edilmişti. Ama ne de olsa israflı bir gün geçiriyordu.
İşgalin yedinci günü, 18 Haziran 1920’de ikindiüzeri Yozgat’ta bir telaş başladı.
Şöyle ki milli mücadele taraftarları Ahmet binici‘nin kardeşi Şevket binici KESK’e kadar gitmiş, Ankara’dan gelecek tehdit kuvvetlerine İntizar ediyordu. Çerkez ethem müfrezesi, yani birinci kuvayi Seyyare Keskince katılıyordu.
Önlerine düşüyor, en kısa yoldan ayın 19’unda Yozgat’a getiriyor.
Çerkez ethem toplarını Ereke yokuşuna yerleştiriyor. 150 adlı, iki makineli bir kuvvet Çamlık’ın içinde yürüyerek şimdiki askeri pavyonlara kadar iniyor.
150 attık bir kuvvet kel tepe üzerine yürüyor, kendisi yedi-sekiz atık kısmı külli ile Yozgat’a yürüdüğü bir sırada Bahçeciler görüyor, gelip Çapanoğlu Edip veya haber veriyor. Bu esnada ilk top mermisi saat kulesi üstünde patlıyor.
Yozgat’ta mevcut olan 200 kişilik asi kuvvet altına binen Sorgun istikametinde rica ediyor hulasa mukabele görmeden ethem çetesi şehre giriyor.
Ethem gelip hükümet konağına giriyor ve hapisler, mebuslar vesaireyi hapishaneden çıkartıyor.
Bundan sonraki manzara çok feci. Ethem’i çeteleri bir taraftan dukkanlari kırıp yağma yaparken diğer taraftan da yer yer yangınlar çıkartıyor. Yangın, yağmacılı, rezalet bütün gece devam ediyor. Öyle ki şehir baştanbaşa tahrip ediliyor.
Aman Allah’ım! Bu ne facia.
Çerkez etem isyanı bastırmıyor, girdiği yerleri tahrip ve yağma ediyor.
Evet sabahın erken vaktinde halk sokaklara dökülmüş, cami yanıyor diye feryat ediyor.
Kimin haddine ki caminin yanına yaklaştı. Yakayı ele veren vuruyor, vuruluyor, soyuluyor, asgari dövülüyor.
Ulema‘yı ban’dan erzurumlu zade Hafız Efendi ki milletvekili Ömer erzurumluoğlu’nun dedesi dayanamıyor, Ethem‘e gidiyor bu yağmacılığa son verilmesi için rica ediyor.
Bucaya milletvekili Süleyman İçöz de katılıyor. Fakat ethem haykırıyor: bu isyanın müsebbibi Ankara valisi Ali Galip, onu da istedim.
Göndermezse meclis reisi Mustafa Kemal de meclis kapısına asacağım diye ter ter tepiniyor.
Tahkikat yok, kanun yok, adalet yok. İsmail Hakkı isminde ethem’in müfrezesinden biri Divan’ı harp reisi sathi bir malumatla seri halinde idamlar birbirini kovalıyor. İdam cezası gündüz halkın muvacehesinde infaz ediliyor.
İlk kurban birçare kadı Mustafa Remzi Efendi oluyor. Ahmet kılıçarslan, tamamen masum vasıf bey, Hafız Şahap zihni oğlu, hüsnü ceritoğlu, karcı veysel idam edilenler arasında.
Sokaklarda vurulan sayılamayacak kadar çok. Ethem çetesi Yozgat’ta soymuş soğana çevirmişti.
Bir de Yozgat’a isyan lekesi sürülmüştü.
Halbuki Yozgat isyan etseydi Ethem kim oluyordu ki Yozgat’a geleydi.
O devirde birinci Cihan Harbi’nin meydana getirdiği yoksulluk içinde dahi Yozgat 5000 atlı atak bindirebilirdi.
Yalnız Yozgat merkezine 116 ihtiyaç subay vardı. Ne haindir ki memleketin hiç sebep yokken alnında bir isyan lekesi var. Aciz Yozgatlılarmüsterih olun ecdadınz isyan etmemiştir.