Çocuk Hakları Evrensel Beyannamesi, 18 yaşa kadar olan insanı çocuk saymaktadır. İslam’da ise ergenlik çağına kadar olan süreç çocuk olarak kabul edilmektedir. Ergenlik çağının, iklim şartlarının etkisiyle ülkelerarası farklılıklar göstermesini dikkate alacak olursak birinci şıktan yola çıkmakta yarar olacaktır.
0-18 yaş aralığına bakıldığında; bebeklik dönemini dışında kalan okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim gibi temel eğitimin yürütüldüğü uzun bir süreyi içine almaktadır. Bebeklik çağı önemli ölçüde ailenin sorumluluğunda geçer. Çocukların dünyaya gözünü açtığı andan itibaren ailenin etki alanına girmektedir. Çevreyle olan ilk temaslar da burada başlar.
Çağın çalışma koşulları dikkate alındığında çocuğun etki çevresine okul öncesi dönemde kreşlerin de girdiğini görüyoruz. Okul öncesinden itibaren zorunlu eğitim-öğretim çağı çocukları doğrudan devletin sorumluluğu altına sokmaktadır.
Türkiye çocuk nüfus yoğunluğunun %40 olduğu bir ülkedir. Çocuk nüfus yoğunluğu bu derece yüksek olan bir ülkenin ciddi bir çocuk politikası oluşturması gerekmektedir. Tabii ki hazırlanacak olan çocuk politikası her şeyden önce milli olmalıdır.
Kültür emperyalizminin gözdesi çocuk, 0-6 yaş arası çocuk yuvaları ve okullarıdır. Bu da okul öncesi eğitimin milli çocuk politikasına göre kurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Çocukta karakter gelişiminin % 75 ’inin 3 ile 7 yaş arasında gerçekleştiği bilinmektedir. Bu durum Türk Atalar sözünde, “Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.” diye yer bulmuştur. Yedi yaşına kadar çocuklar için ertelenemeyecek en önemli iki olay; dengeli beslenme ve karakter gelişiminin sağlıklı yürümesi için uygun ortamın sağlanmasıdır. Dengeli beslenmeden kasıt; anne sütü başta olmak üzere temel besin ürünlerini yeteri kadar alınmasına özen gösterilmesidir.
Çocuğa 3 ile 7 yaş arasında uygulanacak bir eğitim ise öncelikle; dış dünyanın algılanması, algılanan yeni bilgilerin mevcut bilgilerle uyumu veya yeniden düzenlenmesi, yeni duruma göre anlama ve reaksiyon gösterme gibi tüm algılama becerilerini içeren bir program olmasını gerektirir.
Çocuklarda Algılama Dönemleri
0-18 yaş arası çocukluk dönemlerini gelişim durumlarına göre incelemek, onlarla olan ilişkilerde daha bilinçli olma ve uygun davranış ortaya koyma açısından önemlidir. Genel olarak altı bölümde el almakta yarar vardır.
0-3 Bebeklik Dönemi: Bakma-tutma dönemidir. Çocuğun kendini özgür hissettiği, egosunun gelişmeye başladığı devre olarak görmekte de yarar vardır. Çocuk bu dönemde müdahaleden hoşlanmaz, saldırgan ve inatçıdır. Bu durumda çocuğu katı disiplinle söz dinler hâle getirmek yerine çocuğun dikkatini başka şeylere çekmek ve zihnini başka şeylerle meşgul etmek daha doğrudur. Bu yaş aralığında çocuk kendisini, ihtiyaçlarını ve hayatı, yakın çevresi ve eşyalar sayesinde tanımaya ve basit sözlerle ifade etmeye başlar.
Bu dönem güven duygusunun gelişmeye başladığı dönemdir. Güven duygusu, çocuğun sahip olacağı hasletlerin çekirdeğini oluşturur. Bu yaşta çocuk anneden mahrum yaşamamalıdır. Çocuk annesiyle birlikte olduğunda muazzam duygular yaşar; fizyolojik ve ruhsal olarak tatmin olur. Bu birliktelik sevgi, güven ve huzurun zirveye ulaştığı anlardır. 0-6 yaş grubunun karakter gelişiminim yüzde 85’i bu dönemde oluşur.
4-6 İlk Çocuklu Dönemi: İlk çocukluk dönemi olan bu yaşlar, çocuğun dış dünyaya açıldığı ve olayları sorgulamaya başladığı dönemdir. Çocuk zihinsel olarak aktiftir, her şeyi bilmek ve öğrenmek ister. Kendisini evrenin merkezinde görür. Başka çocuklarla ilişki kurmaya başlar, sevecendir. “Erken Masal çağı” da denen bu dönemde soyut-somut kavramı çocukta henüz gelişmemiştir. Okunanı dinlemeyi, resimleri irdelemeyi, çizgi film izlemeyi sever. Dil gelişiminin yoğun yaşandığı dönemdir. Cinsel ayırım ve rol model seçimi bu dönemde başlar. Çocuk bu dönemde örf, adet ve geleneklere ilgi duymaya başlar ve onları öğrenmeye çalışır.
“Bağımsız ya da gerçekçi dönem” denen bu yaş aralığında temel değerleri hissetme ve yaşama hevesi başlar. Bunun için resimler, semboller ve oyuncaklardan yararlanılabilir. Dilin öğrenilip pekişmeye başladığı bu dönemde küçük çocuk şarkıları ve tekerlemeler gibi kafiyeli söyleyişlerin sevildiği görülür.
7-8 Masal Dönemi: Cinsiyet farkındalığıyla birlikte hayal dünyasının öne çıkması, soyut ve somut kavramlarının oluşmaya başlaması bu döneme rastlar. Aidiyet duygusunun yoğunlaştığı dönemdir. Bu dönemde oyun çocuklar için toplumlaşma sürecinin en önemli unsurudur. Arkadaşlık ilişkilerinin yoğunlaştığı dönemdir. Aynı zamanda bağımsız davranma eğiliminin hissedilmeye başladığı dönemdir.
Bu yaş aralığında, soyut algıya doğru bir gelişim başlar. Ahlak, insani değerler ve erdemlilik çocuk için bir anlam ifade eder. Bu dönemde çocuğun sorduğu sorulara doğru ve net cevaplar vermek gerekir.
Bu yaş aralığı, aynı zamanda öğrenmeye ilk adımın atıldığı dönem olduğu için çocuğa toplumsal değerler eğitimi verilip davranış olarak yaşanması sağlanabilir. Çocuk bu dönemde gururunu okşayan davranışlardan, teşvik ve takdirin gösterilmesinden hoşlanır.
9-10 Serüven Dönemi: Bu döneme merak ve heyecanın ileri düzeyde olduğu, olgu ve olaylara eleştirel bakış açısının geliştiği dönem olarak bakılabilir. Bu yaş aralığı son çocukluk dönemidir. Kendini kanıtlama çabası daha fazla öne çıkar. Temel ve soyut kavramlar edinmeye başlar. Hayal ile gerçeğin, iyi ile kötünün ayırt edilebildiği bu çağda aile içi olumsuzluklar çocuğun kişiliğini etkiler. Doğa olaylarını mantıklı bir şekilde kavramaya başlar. Beceri ve yetenek güçleri artar, emsalleriyle karşılaştırabilir, yaptıklarının sorumluluğunu alabilir. Canlı ve hareketli bir bedene sahiptir. Hikâye döneminin başladığı yaş aralığıdır.
11-14 İlk Gençlik Dönemi: Karşı cinse ilginin yoğunlaştığı, cinsiyet gelişiminin öne çıktığı, farkındalık bilincinin oluşmaya başladığı dönemdir. Kendini kanıtlama çabası daha fazla öne çıkar. Grup ruhunun ve sorumluluk bilincinin gelişmeye başladığı, ruhsal ve bedensel olarak belli bir olgunluğun yakalandığı dönemdir. İlişkilerde uyum ve dengenin kurulmaya başladığı bu dönem kabiliyetlerin gelişmeye başladığı yaş aralığıdır. Bu yaşlarda duygusallık ağır basar.
15-18 Erken Gençlik Dönemi: Bu dönemde duygusal gelişimin yoğun olarak yaşandığı görülür. Kız çocuklarında duygusallık, erkeklerde heyecan, dışa açılma, hırçınlık göze çarpar. Kendisi ve çevresiyle ilgili konularda söz sahibi olma güdüsü kuvvetlidir. Bu yaşlarda pırıltılı zekâsıyla ele avuca sığmaz. Düşüncelerde gelgitler yaşar. Ergenlik bunalımının işaretleri kendini hissettirir.
Not: Haftaya “Okuma Kültürü” konusunu sizllerle paylaşacağım.